Suat Fıratlı: Salih Mirzabeyoğlu dövüşmeyi severdi. Esasında boksörlük yaptı… Sonra bıraktırdık, böyle bir şeye lüzum olmadığından. Sivas’a falan da gittiydi. Mesela, İstanbul’da birkaç dövüşe girdiğini de biliyorum Salih İzzet’in. İzzet ve ben sanki bir ruh idik.
Mirzabeyoğlu, İslâmcıların cemiyette kendini gösterebilmesinin güzel bir örneğidir. “Biz de varız!” diyebilen, bunun fikrini ve düşünce altyapısını da oluşturan biriydi… Kitaplarını da biliyorsunuz. Hem düşüncesi hem de cesareti çok güzeldi. Evet, boksör olduğu için de karşısındakini korkutabilen kimseydi. Aslında merhametli, kalbi yumuşak bir insandı. Ama gözünü kararttı mı fenâ. Bir ara otogarda da bir hâdise olmuştu. Yine birilerini tepelemişti. İsterse 20 kişi gelsin, Salih İzzet onları da tepelerdi. Cesurdu bir kere, yumrukları da sağlamdı.
Röportajın tamamı için TIKLA