Terörist İsrail ile Hamas arasındaki esir takası kapsamında serbest bırakılan Fetih Hareketinin askeri kanadı Aksa Şehitleri Tugayı'nın üst düzey komutanlarından Zekeriya ez-Zubeydi (49), İsrail hapishanelerini "ölüm ve işkence merkezleri" olarak niteledi.
Zubeydi, İsrail'in Ofer Hapishanesi'nden serbest bırakılmasının ardından Ramallah Tıp Kompleksi'nde sağlık kontrolünden geçtiği sırada açıklamalarda bulundu.
Gazze'ye teşekkür
"Allah, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki şehitlere rahmet etsin, yaralılarına acil şifalar versin. Allah, işgalci İsrail'in zoruyla evlerinden ve yerlerinden edilen Gazze Şeridi'ndeki tüm halkımızı tez vakitte evlerine ve yerlerine kavuştursun." diyen Zubeydi, özgürleşmesine ve ailesine kavuşmasına vesile olan Gazze'ye teşekkür etti.
"Son ana kadar darbedildim"
Zubeydi, İsrail hapishanelerindeki duruma ilişkin şunları söyledi:
"İsrail hapishaneleri ölüm ve işkencenin merkezi. Tecrit edildim, işkence gördüm, darbedildim, hakaretlere uğradım. Bütün tutukluların durumu benim gibi. Son ana kadar darbedildim. Uluslararası Kızılhaç Komitesi otobüslerine binene kadar ellerimdeki kelepçeler dahi çıkarılmadı."
3 yıl boyunca tecrit edildi
Üç yıl boyunca tecrit edildiğini belirten Zubeydi, ilgili tüm kurumlara "İsrail hapishanelerindeki tüm Filistinlilerin serbest bırakılması için müdahil olmaları" çağrısında bulundu.
Aksa Şehitleri Tugayı komutanından "birlik" vurgusu
Zubeydi ayrıca Gazze'nin artık yeniden inşa edilmeye ihtiyaç duyduğunu ve bunu başarmak ve halkı güvenli bir şekilde evlerine döndürmek için de Filistin halkının her kesiminin bir araya gelmesi gerektiğini vurguladı.
Gilboa Hapishanesi'nden kaçtıktan sonra tekrar yakalanmıştı
Zubeydi, 6 Eylül 2021'de, Filistinli 5 mahkumla birlikte İsrail'in yüksek güvenlikli Gilboa Hapishanesi'nden tünel kazarak kaçtıktan sonra tekrar yakalanmıştı.
İsrail tarafından 2019 yılında tutuklandığında hakkında herhangi bir hüküm verilmeyen Zubeydi, hapishaneden kaçtığı için 5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
İsrail, Zubeydi'nin ailesinden çok sayıda kişiyi şehit etti
Cenin Mülteci Kampı'nda doğan ve 7 kardeşi bulunan Zubeydi'nin annesi Samira ile erkek kardeşi Taha, 2002 yılında İsrail güçleri tarafından öldürüldü.
Zubeydi'nin Davut ismindeki oğlu ise 15 Mayıs'ta Cenin'de İsrail askerleriyle girdiği silahlı çatışmada aldığı yaralar sonucu Hayfa'daki Rambam Hastanesi'nde şehit oldu.
Zubeydi'nin bir diğer oğlu Muhammed de İsrail'in Eylül 2024'te Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas kentine düzenlediği hava saldırısında şehit olmuştu.
İsrail hapishanesinde 20 yıl kalan Filistinli Cear, esir takasıyla özgürlüğüne kavuştu
İşgal altındaki Batı Şeria'nın Tulkerim kentinde 1983 yılında dünyaya gelen Cear, ilk olarak İsrail'deki iş yerinde gözaltına alınıp 45 gün hapis yattı.
Cear, serbest bırakıldıktan sonra 2005 yılında İsrail tarafından yeniden tutukladı.
O dönemde Tel Aviv'deki bir kulübe saldırıda yardım ettiği suçlamasıyla ağır sorguya tabi tutulan Cear, İsrail mahkemesi tarafından 5 kez müebbet ve 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Ağabeyi Cemil, Eylül 2005'te Tulkerim'de İsrail güçleriyle yaşanan silahlı çatışmanın ardından öldürüldü. Cear, 2017 yılında da babası Nezih'i kaybetti.
Hapishanede eğitimine devam etti
Cemal Cear, hapishane hayatı süresince uzaktan eğitim yoluyla öğrenimini sürdürdü.
Cear, Gazze Şeridi'ndeki El Aksa Üniversitesi'nden uzaktan eğitimle tarih alanında lisans diplomasını aldı.
Batı Şeria'dan sürgün edilerek Gazze'ye gönderildi
İsrail hapishanelerinde 20 yıl kalan Cear, dün akşam serbest bırakıldıktan sonra doğduğu Batı Şeria'dan sürgün edilerek Gazze Şeridi'ne gönderildi.
Cear, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bir hastanede tedavi altına alındı.
Filistinli Musellem: Düşmanımız bilmelidir ki bizi 1000 kere de tutuklasa yine direniriz
İsrail tarafından serbest bırakıldıktan sonra AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Musellem, serbest kalması karşılığında Filistinlilerin kanının akmasından dolayı buruk bir sevinç yaşadığını dile getirdi.
Musellem, "Sana sevinmiyorum dersem yalan söylemiş olurum ancak sevinemiyorum, çünkü hiçbir şeyden haberim yok. Ancak özetle sayı 60-70 bin şehit olabilir, bu bizim özgürlüğümüzün bedelidir." diye konuştu.
"Şehitlerin, devrimcilerin silahlarının ve kendilerinin kurtuluşunda emeği geçen her şerefli ve vatansever kişinin önünde saygıyla eğildiklerini" ifade eden Musellem, "Bizim özgürlüğümüz, kanlı özgürlüktür ve dolayısıyla biz utanıyoruz. Bu bizim yüce halkımızın kanıdır." dedi.
"Ramallah'tan ve Filistin toprağından 25 yıldan fazla önce ayrıldığını" kaydeden Musellem, 1984 yılından beri hapishanenin dışında sadece 7 yıl yaşadığını, hapishanede toplam 33 yıl kaldığını söyledi.
"Bu toprakların Filistin toprağı olduğunu, bedelinin ise kan, şehitler ve esirler olduğunu ve kendileri bedel ödemezse bu bedeli başkalarının ödemeyeceğini" dile getiren Musellem, eski Filistin Devlet başkanı Yasir Arafat ve eski Hamas siyasi büro başkanı Yahya Sinvar gibi "Filistinli şehitlerin yolunda yürüdüklerini" belirtti.
En çok annesi Hadra'yı, eşini ve tüm yüce insanları özlediğini ifade eden Musellem, "Annemi ne kadar çok özledim, her zaman Allah'a, onu yaşatması ve uzun ömür vermesi, ayaklarını öpmem için dua ediyorum. Çünkü o mücadele etti ve benden ve tüm esirlerden daha çok bedel ödedi." diye konuştu.
Şimdiye kadar İsrail tarafından dört ya da beş defa tutuklandığını ve bundan sonra da daha kaç defa tutuklanacağını bilmediğini ifade eden Musellem, şöyle konuştu:
"Hapis beni etkilemeyecek. Ben hapishanede büyüdüm, 16 yaşımda hapisteydim. Bu, devrim okuludur, devrim üniversitesidir, biz hiç yenilmeyiz. Düşmanımız bilmelidir ki bizi 1000 kere de tutuklasa yine direniriz."