Uluslararası ilişkiler ve Ortadoğu uzmanı Sami Hamdi, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın Gazze'ye yönelik politikalarını karşılaştırdığı çarpıcı açıklamalarda bulundu. Hamdi, Türkiye'nin Filistin meselesine yaklaşımının, ekonomik kaygılar ve iç siyasi dengeler nedeniyle daha temkinli bir çizgide ilerlediğini ifade etti.
Erdoğan'ın İkilemi: Ekonomik Zorluklar ve Filistin Duyarlılığı
Hamdi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Filistin davasına güçlü bir şekilde sahip çıkma arzusu ile ekonomik zorluklar ve olası yaptırımlar karşısında ülkesini koruma çabası arasında bir ikilem yaşadığını belirtti. Hamdi'ye göre, Erdoğan, İsrail'e karşı sert adımlar atması halinde, 2018 ve 2019 yıllarında ABD'nin uyguladığına benzer yaptırımların tekrar gündeme gelmesinden ve bunun Türk ekonomisine vereceği zarardan endişe ediyor.
"Türk Halkı Ekonomik Bedel Ödemeye Hazır Değil"
Hamdi, Türk halkının büyük çoğunluğunun Filistin'e destek verdiğini ancak bu desteğin ekonomik bir bedel ödemeye razı olacak kadar güçlü olmadığını savundu. Hamdi, "Erdoğan, Türklerin, 'Bunu Filistin için yaptın, seninleyiz' demeyeceğini biliyor. Aksine, 'Ekonomimizi neden mahvediyorsun, sen bir Türk cumhurbaşkanısın, Müslüman cumhurbaşkanı değil' tepkisiyle karşılaşmaktan çekiniyor" dedi.
Suudi Arabistan'ın Çelişkisi: İmkanlar Var, Cesaret Yok
Hamdi, Suudi Arabistan'ın ise Türkiye'den farklı bir konumda olduğunu belirtti. Suudi Arabistan'ın ekonomik olarak çok daha güçlü ve manevra alanının geniş olduğunu vurgulayan Hamdi, buna rağmen Riyad yönetiminin ABD ile ilişkilerini zedelememek adına Filistin konusunda daha radikal adımlar atmaktan kaçındığını ifade etti.
Hamdi, "Bin Selman, ABD büyükelçisini kovup, Suudi büyükelçisini ABD'den çekse, halkı 'Yaşasın Suudi Arabistan' diye sokağa dökülür. Ancak Bin Selman, Filistin'i Suudilerin ilgilenmesi gereken bir mesele olarak görmüyor" diye konuştu.
Suudi Kimliğinin Yeniden Tanımlanması ve Filistin
Hamdi, Suudi Arabistan'ın son dönemde ulusal kimliğini yeniden tanımlama çabalarına da dikkat çekti. Krallığın kuruluş yılının 1744'ten (Muhammed bin Abdülvahhab ile Muhammed bin Suud arasındaki anlaşma) 1727'ye (Muhammed bin Suud'un kabile reisi olması) çekilmesinin, Filistin meselesinin Suudi kimliğinden uzaklaştırılması anlamına geldiğini savundu.
Mısır ve Sisi'nin Çıkmazı: Arap Birliği Toplantısı ve İktidarı Koruma Çabası
Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi'nin, Trump'ın Gazze planı karşısında içinde bulunduğu zor duruma da dikkat çeken Sami Hamdi, Sisi'nin Arap Birliği'ni acil toplantıya çağırmasının, Filistin davasına sahip çıkmaktan ziyade, kendi iktidarını koruma çabasından kaynaklandığını belirtti. Sisi'nin, Trump'ın planına karşı Arap liderlerden "garanti" istediğini, ancak bu garantiyi almasının çok zor olduğunu, çünkü BAE, Fas ve Bahreyn gibi bazı Arap ülkelerinin İsrail ile normalleşme sürecini çoktan başlattığını ve hatta İsrail ile savunma anlaşmaları imzaladığını ifade etti.
Hamdi, Sisi'nin bu ülkelerle aynı masada oturmasının ve onlardan destek aramasının çelişkili ve zor bir durum olduğunu vurgulayarak, Mısır'ın bölgesel güç dengesindeki zayıflayan konumuna dikkat çekti.