2 milyon insanı bir yandan bombalarken, bir yandan da güneye sıkıştırıyor İsrail, birkaç saatliğine de olsa açılacak Refah-Mısır kapısından acaba kaç Gazzeli geçebilecek? Kadınlar, çocuklar, genç kızlar, dedeler, engelliler, bebekler, evcil hayvanlar, kuşlar, kediler de geçmek zorunda, zavallı ağaçlarsa zaten geçemez, zaten İsrail zeytin ağaçlarını bile yakıyor, meyve veren ağaçları bilerek bombalıyor... Bundan 2023 yıl önce, Hz. Meryem ile kucağındaki bebeği İsa'yı da, bugün Gazze'den çıkmaya çalışan masum halk gibi, ölüm tehdidi altında Refah Kapısından çıkartmamışlar mıydı İsrailoğulları? Evini taşlayıp, ateşle yakmamışlar mıydı? İzini sürüp, peşine takılmamışlar mıydı? Hz. Meryem'e ne yaptılarsa bugün Gazzeliler hala o kaderi yaşıyorlar... İnşallah Allah-u Teala, Meryem validemize verdiği kurtuluşu, Gazzelilere de verecektir...

Gazzeliler, 2011'den beri yapılandırılan bir İsrail politikasına göre, Gazze'den çıkartılıp, Sina Yarımadası'na sürüleceklermiş. Dünyanın gözü önünde bir halkı yerinden yurdundan söke saça, parçalaya parçalaya, öldüre öldüre, kendi ülkesinden çıkartıyor İsrail! Bir insanlık sınavını daha veremiyor böylece dünya. Utanmaz, arlanmaz, insanlığını unutmuş pespaye dünya...

Allah'ın laneti ve gazabı, zalim İsrail'in ve yandaşlarının üzerine yağsın...

...................................

Bu arada, ABD'ye ait USS Gerald R. Ford adlı uçak gemisi Doğu Akdeniz'e ulaşmış durumda. Geminin görevleri arasında İsrail'e silah ve mühimmat sağlamak, İran ve Hizbullah'ı izlemek ve caydırmak olduğu söyleniyor. Gazze'nin etini budunu yazının başında paylaştık, bizim Beykoz'dan küçük Gazze... Peki ABD'nin 40 yıllık bir çabayla üretip 2017'de devreye soktuğu bu koca muharip geminin sadece Gazze mi derdi sizce? Zaten İsrail'e her türlü teçhizat ve silah desteğini açıktan yapıyorken, Doğu Akdeniz'e niçin uçak gemisi sokuyor?

Tam da bizim Abdülhamid Han Sondaj Gemi'miz Doğu Akdeniz'de yeni doğalgaz keşifleri için gezinirken... Tam da biz "mavi vatan, misak-ı milli'dir' derken. Tam da biz 'Türkiye dış politikada kendi eksenini tahkim ediyor' derken. Adamlar okyanus ötesinden hışım gibi kalkıp, soluğu Gazze bahanesiyle, Doğu Akdeniz'de alıyorlar... Dün bildirilen istihbarata göre, İngiltere Kraliyet Donanmasına ait 'RFA Argus' ve 'RFA Lyme Bay' adlı gemileri ABD uçak gemisine destek amaçlı yola çıkartılmış...

Bunların hepsi, sadece Gazze için öyle mi?

Elbette, Hayır! Orta Doğu yeniden çizilecek, şekillenecek de ondan işbaşı yaptı bu eski açgözlü patronlar... Orta Doğu'da yeni ve çok taraflı bir savaşın tamtamları çalınıyor.

Zaten Suriye'de kendisine bağlı terör örgütlerinin vekaletiyle sürdürdüğü kirli savaşta, Türkiye'nin güvenliğini, tüm ittifak kurallarını çiğneyerek delen, parçalayan bir ABD var karşımızda. Eskiden olsa kolaydı işi, 'otur otur, kalk kalk'tı Türkiye, onun emir eri gibi hareket etmek adeta boynumuzun borcuydu. Ama şimdi öyle mi ya? Birleşmiş Milletler'de dünyayı adalete çağıran "Dünya 5'ten büyüktür'' diye itiraz eden bir Türkiye var. Ukrayna'da, Balkanlarda, Kafkasya'da istikrar ve barış isteyen bir Türkiye var... Güvenlik, istikrar, barış, ticaret, dayanışma ve bu pozitif düzlemin sürdürülebilir olması esasını önceleyen bir Türkiye var. Prensipli müzakereler yürüterek çatışma çözümlerinde, insani hamleler, koridorlar açan bir Türkiye var...

Kısacası ABD, eski müttefiki, sahibinin sesiyle konuşan eski Türkiye'sini çoktan yitirdi... Oysa İsrail ve Türkiye, Orta Doğu ve Avrasya'daki en güvenilir iki müttefiki değil miydi Amerika'nın?

İşte bu yüzden; ABD ve İngiliz savaş gemileri, İsrail'e destek olacak ve kendi peykleri olan yeni bir devlet arayışı içinde geldiler burnumuzun dibine...

Bilmiyorum Bilmiyorum

Yeni bir Yahudi devleti mi? Yoksa İsrail'in devamı olacak bir devlet mi?

Cevap: Dünyada sınırları belli olmayan ve sürekli genişleyen tek yerleşimdir İsrail. Öyleyse, yeni bir Yahudi Devleti'nden çok, İsrail'in büyümesi anlamında yeni bir atılım yapmak niyetindeler. Suriye'deki güvenlik stratejimiz ve terörle mücadele azmimiz de bu yüzden hiç hoşlarına gitmiyor.

Gazze gibi gözüken şeyin altında, kan kokusu var, gözleri toprakla bir türlü doymayan bir ırkın dur durak bilmeyen saldırganlığının artık teolojik bir arka planla yani "arz-ı mev'ud' vadedilen topraklar epifanisiyle eklemlenmesi var...

Hesap etmedikleri şeyse şu: Yeryüzünde kalbi olan hiç kimse onları onaylamıyor. Bu açgözlülükten, bu pervasız ırkçılıktan, bu yüzsüzlükten, bu kapkaranlık cinayetlerden, bu üstü asla örtülemez apaçık insan karşıtlığından dolayı, insanlar İsrail başta olmak üzere ABD ve şürekasından hiç bu kadar nefret etmemişti...

Sibel Eraslan, Star