İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen iki ayrı soruşturma, sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde dönen organize bir yolsuzluk ağını değil, bu ağın arkasındaki ideolojik ve siyasi zihniyetin kodlarını da gün yüzüne çıkardı.
CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun merkezinde yer aldığı bu devasa soruşturma; rüşvetten dolandırıcılığa, ihaleye fesat karıştırmadan PKK/KCK’ya yardım ve yataklığa, kişisel verilerin yasa dışı kullanılmasından organize suç örgütü yönetimine kadar yedi ayrı ağır suçu kapsamına alıyor.
Ancak buradaki asıl mesele yalnızca hırsızlık, sahtekarlık, dolandırıcılık değil. Asıl mesele, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana devletin damarlarına zerk edilmiş olan Kemalist bürokratik vesayetin aslında ne olduğudur. Bu hırsızlıklar şahsi değil; bağlı oldukları Batıcı-laik Kemalizm'den miras alınmış, kurumsallaştırılmış ve milleti söğüşleyen, dışlayan bir jakoben ideolojinin somut halidir.
İMAMOĞLU MERKEZLİ SUÇ AĞI: 87 GÖZALTI, 106 ŞÜPHELİ
İmamoğlu ve etrafındaki 106 kişiye yönelik yürütülen soruşturmada, bugüne kadar 87 kişi gözaltına alındı. Soruşturmanın dayandığı deliller arasında, iş adamlarının ifadeleri, MASAK raporları, ses kayıtları, SGK üzerinden kurulan paravan şirket ağı, usulsüz taşınmaz devri, yolsuz ihaleler, naylon faturalar ve PKK ile olan organik ilişkiler yer alıyor.
560 MİLYARLIK YAĞMA: CHP’NİN RANTI PAYLAŞTIĞI KARA DÜZEN
İmamoğlu ve yakın çevresi belediye iştirakleri üzerinden yıllar içinde 560 milyar TL’lik haksız kazanç elde etti. Medya A.Ş., Kültür A.Ş., KİPTAŞ ve İSKİ gibi kurumlar, CHP’ye yakın iş adamlarına peşkeş çekildi. 22 yaşındaki gençlerin üzerine kurulan şirketlerle milyarlık ihaleler verildi. Birçok ihale tamamlanmadı, hayali işler üzerinden fatura kesildi, kamu zarara uğratıldı.
RÜŞVET, ŞANTAJ VE ZORLA TAHSİLAT: CHP’Lİ KADROLARIN MAFYA USULÜ YÖNETİMİ
Soruşturma dosyasına göre CHP’li yöneticiler, belediye encümeni eliyle iş insanlarına baskı yapmış, rüşvet taleplerine direnç gösteren AVM sahiplerine astronomik cezalar kesmiştir. Bakırköy'deki Capacity AVM’ye 5 milyon avro rüşvet teklif edilmiş, reddedilince “depreme dayanıksız” bahanesiyle 197 milyon TL ceza yazılmıştır. Aynı modelin birçok sektörde uygulandığı tespit edilmiştir.
TERÖRLE İTTİFAK: KENT UZLAŞISI GÖRÜNÜMLÜ PKK YAPILANMASI
Soruşturma kapsamında, İmamoğlu ve diğer şüphelilerin “Kent Uzlaşısı” adı altında PKK/KCK yapılanmasıyla işbirliği içinde olduğu belirlendi. DEM Parti aracılığıyla PKK’nın yerel yönetim modelini İBB içinde uygulamaya soktukları, meclis üyelikleri, belediye başkan yardımcıları ve iştirak kadroları bu kapsamda şekillendirildi. İstanbul Planlama Ajansı (İPA) ve BİMTAŞ bünyesinde örgüt sempatizanlarının işe alındığı tespit edildi. Bu işbirliğinin finans ayağında 100 milyon dolarlık bir kara para ağı bulunduğu öne sürülüyor.
İMAMOĞLU’NUN DİPLOMA SKANDALI
İmamoğlu’nun özgeçmişinde yer alan Doğu Akdeniz Üniversitesi bilgisi sahte çıktı. Gerçekte, 1990 yılında YÖK tarafından tanınmayan Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne “organize hile” ile yatay geçiş yaptığı tespit edildi. Üstelik aynı yöntemle 9 kişi daha usulsüz geçiş yapmış, öğrenci defterlerine sahte kayıtlar düşülmüş, üniversite yöneticileri bu hileye ortak olmuştu. Yani, İmamoğlu’nun kişiliği bile sahte belgelerle inşa edilmişti.
CHP’NİN KURULTAYI DA DOSYADA: ORGANİZE YÖNETİM SAHTEKÂRLIĞI
Aynı yargı süreci, CHP’nin yakın geçmişte yaptığı kurultaya da uzanıyor. İddialara göre, 100’e yakın delegenin yakınları belediyelerde işe alınmış; maddi çıkar ilişkileriyle oy değiştirmişlerdir.
SONUÇ: REJİMDEN KAYNAKLI SİSTEMATİK BİR ÇÜRÜME
Kemalist hırsızlar eliyle; belediyede yönetim, finans, medya, bürokrasi ve ideolojik yapıların eşgüdüm halinde çalıştığı; kamu kaynaklarının yağmalandığı; hukuk, ahlak ve milletin güveninin hiçe sayıldığı bir düzenin varlığı, ne tür bir çürümenin de içinde olduğumuzu gözler önüne seriyor. Kemalist rejimden kaynaklı bu çürümenin giderilmesinin yolu da; her yönden milletin zihnine musallat olmuş, hırsızlığı, sahtekarlığı, dolandırıcılığı bir meslek haline getirmiş, bağlı oldukları izm'i din belirleyerek her türlü haltı karıştırmanın geçer akçesi görmüş Kemalizm'i tasfiyesidir.