Hasan Saklanan İşgalci İsrail askerleri tarafından silahla vurularak şehit olmuştu.
Şanlıurfa’nın Haliliye ilçesine bağlı Kepez kırsal Mahallesi camisinde imam olarak görev yapan Hasan Saklanan 4 çocuk babasıydı.
Şehadet haberi geldiği günden beri çeşitli dernek ve sendikaların aile evine ziyareti devam ediyor.
Mil Diyanet Sen'den ziyaret
Mil Diyanet Sen Genel Başkanı Celaleddin Gül, Kudüs’te siyonist işgalciler tarafından şehid edilen Şanlıurfalı Hasan Saklanan taziyesine katıldı.
Gül, taziye ziyaretinde yaptığı açıklamada Şehid Saklanan'ın ailesine başsağlığında bulunurken, Dışişleri Bakanına ve hükümete de çağrıda bulunarak, şehidin naâşının bir an önce Türkiye'ye getirilmesini ve şehidin cenaze namazının önce İstanbul'da Ayasofya Camii'nde kılınacak cenaze namazından sonra Şanlıurfa'ya baba ocağına getirilerek bir cenaze namazının da burada kılınması gerektiğini belirtti. Bu talebin sadece aileye ait olmadığını aynı zamanda tüm Şanlıurfa'lıların talebi olduğunu söyledi.
Kur'an-ı Kerim tilavetinden sonra taziye evinden ayrılan Gül ve beraberindekiler, Şehid'in Diyanet İşleri Başkanlığı personeli olması hasebiyle, Şanlıurfa İl Müftüsü Ramazan Tolan'ı da ziyaret ederek taziyelerini ilettiler.
RİBAT derneğinden ziyaret
Ribat İnsani Yardım yetkilileri Saklanan'ın Şanlıurfa'nın Haliliye ilçesindeki evini ziyaret etti.
Saklanan'ın çocuklarını hediyelerle sevindiren, aileye nakdi yardımda bulunan Ribat İnsani Yardım yetkilileri aileye taziyelerini ilettiler.
Ailesi cenazesinin getirilmesini istiyor
Saklanan'ın ailesi cenazesinin Urfa’ya getirilmesi için yetkililere çağrıda bulundu.
Anne Ferha Saklanan cumhurbaşkanına seslenerek “Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yalvarıyorum. Bana oğlumun cenazesini getirin ki onun mezarına gidebileyim” çağrısında bulundu.
Hasan Saklanan'ın kız kardeşi Sara Saklanana şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum. Biz şehidimizi istiyoruz. Kardeşim şehit oldu, şükürler olsun. Çok mutluyuz. Sadece cenazesini bize getirmenizi istiyoruz."
Hasan Saklanan’ın eşi Fatma saklanan ise "Sürekli ağlıyordu, yemiyordu, içmiyordu. 'Ben gideceğim, toprağım orada' diyordu. 'Orada ölmek istiyorum' dedi. Ben de ellerine ayaklarına kapandım ‘Gitme’ diye yalvardım.'Gideceğim' dedi” şeklinde konuştu.
