Devletin varlık sebebi fert ile cemiyet arasında muvazeneyi tesis etmektir. Lâik, Kemalist Türkiye Cumhuriyeti’nin varlık sebebi ise ta kurulduğu günden beri muvazeneyi imtiyazlı bir zümre lehine bozuk bir vaziyette muhafaza etmektir. İşte bu sebeple, hukukun olmadığı yerde devlet düzeni kurulmayacağı esas olduğuna göre, varın bu memleketin vaziyetini siz düşünün.

Bugün Türkiye’de yaşanan sorunlar rejime uygun davranılmadığından değil, rejimin bizatihi kendisi sorun üretme gayesine matuf tesis edildiği için yaşanıyor ve “o bunu dedi, şu şunu yedi”yi bırakıp, artık bu esası konuşmak gerekiyor. Dün derini gitti, paraleli geldi, bugün de paraleli gitti derini geliyor…

Bu memleketteki meselelerin çözüme kavuşması Türkiye’de kişilerin değil, düzenin değişmesinden geçiyor. Son demlerini yoğun bakım şartlarında, ancak makineye bağlı yaşayan rejimin fişini artık çekmek zorundayız. Biz, mevcut olanın yerine Allah korkusunu merkeze alan bir düzeni ve bu düzenin karşısında hiç kimsenin ve hiçbir zümrenin imtiyaz bulamayacağı hukuku tesis etmek zorundayız.

Dünün dünyasında yaşamıyoruz. Zamanın ruhu, temellerini bir psikiyatrik hastalıktan bulan bu çeşit rejimlere hayat hakkı tanımıyor.

Perdenin önünde başka, arkasında başka dünyalarda yaşama işleri artık bitti. Bu internet, sosyal medya falan var ya, perdenin ardını da faş etti. İçinde bulunduğumuz iktisadî sıkıntıları da göz önünde bulunduracak olursak, seyirci sahneyi tepenize yıkmadan çıkın perde arkasından ve enkaz altında kalmamak adına bir ân evvel milletin tarafına geçin!

Görüş: Çözüm süreci: Niçin sorusu cevapsız bir tartışma Görüş: Çözüm süreci: Niçin sorusu cevapsız bir tartışma

Ömer Emre Akcebe