Dünyanın en büyük 20 ekonomisinin buluştuğu G20 Zirvesi İtalya’nın başkenti Roma’da gerçekleşti. İlk olarak 2008 yılında Washington’da yapılan ve bugüne kadar devam eden G20 zirveleri, küresel düzeyde ekonomi politikalarının görüşüldüğü bir platform olmuştur. Elbette ekonomik meselelerin yanı sıra güncel krizlere dair maddelerin tartışıldığı, ikili görüşmelerin gerçekleştirildiği siyasal bir oluşum. Ancak G20 ülkeleri, dünya ekonomisinin yüzde 85’ini, yatırım akışının yüzde 80’ini ve dünya nüfusunun da üçte ikisini oluşturmaktadır. Bu bağlamda G20, dünyanın kaderini belirleyen elitler olarak da ifade edilmektedir.
G20’ye katılan ülkelerin kıtasal dağılımına bakıldığında Avrupa Kıtası ağırlıklı olduğu görülmektedir. Latin Amerika kıtası üç katılımcı devlet ile G20 de yer almıştır. Bu durum Latin Amerika devletlerinin zaman içerisinde ekonomik ve siyasal anlamda bir iyileşme ve gelişme içerisinde olduğunu göstermektedir. Roma’da gerçekleşen G20 zirvesine Latin Amerika’dan Brezilya, Meksika ve Arjantin katılmıştır. Bölgenin güçlü aktörlerinden olan bu devletler Latin Amerika’yı temsil etmişlerdir. G20 dönem başkanlığını 2012 yılında Meksika yapmıştı. O dönemde Meksika’nın Los Labos şehrinde gerçekleştirilen G20, Meksika için bir dönüm noktasıdır. Akabinde, 2018 yılında Arjantin dönem başkanlığı yapan Latin Amerika devleti olmuştu. Başkent Buenos Aires’te 20’ler grubu bir araya gelmiştir. 2024 yılında ise Brezilya’nın dönem başkanlığını yapmasıyla G20 zirvesi, kuruluşundan bu yana üyesi olan tüm Latin Amerika Devletlerinin ev sahipliği yaptığı bir zirve olacaktır.
Bir sıralama yapılacak olursa Brezilya’nın bölgenin en büyük aktörü olduğu açıktır. Sonrasında ise Meksika ve Arjantin gelmektedir. Latin Amerika’nın yükselen ülkesi Arjantin 2018’deki dönem başkanlığı sonrası iyi bir ivme kazandı. Arjantin, ekonomik açıdan Brezilya ve Meksika’nın ardından Latin Amerika’nın 3’üncü, nüfusu bakımından 4’üncü büyük ülkesi konumunda. Şehirleşmesi, kişi başına gelir ve satın alma gücü, yüksek eğitimli nüfusu ve bölgedeki ekonomik rolü dikkate alındığında Arjantin, kıtadaki ekonomi potansiyeli en yüksek ülkelerden biri olarak öne çıkıyor.
Arjantin–Türkiye ilişkileri istikrarlı olarak gelişmeye devam etmekte. Türkiye ile Arjantin arasındaki ilişkiler 1910 yılında Osmanlı Devleti ile Arjantin arasında ilk konsolosluk protokolünün imzalanmasına dayanmaktadır. Arjantin ile Türkiye karşılıklı olarak vize serbestisi uygulayan iki ülke olarak aralarındaki ticaret hacmini her geçen gün artırıyorlar. Bu ticaret hacmini yoğunluklu olarak tarım ürünleri ve sanayi malları oluşturmakta. Son dönemde Yunus Emre Enstitüsü ile Türk dili ve kültünü Latin Amerika’da yaymak ve geliştirmek amacıyla hareket eden Türkiye tarafından Arjantin’de de büyük girişimler yapıldı. Latin Amerika’da 5000 kişi Türkçe öğrenmek için başvuru yaptı. Bölge halkının Türkçe öğrenmek için arzulu olduğu aşikâr. Bu çalışmalar geleceğe yatırım olarak nitelendiriliyor olsa da hakikaten bölgede Türk varlığı ve ilişkilerin kurulması bağlamında çok geç kalınmıştır.
Latin Amerika’daki güncel en temel sorunlardan biri de artan aşırı Kovid-19 vakaları. Latin Amerika Pandemi dönemi boyunca dünyanın en fazla vaka sayıları ve oranlarına sahip bölgeleri arasında yer alıyor. Meksika nüfusunun dörtte biri Kovid-19’a yakalanmıştır. Peru’da ve Brezilya’da inanılmaz artışlar devam ediyor. Latin Amerika’da koronavirüsü yüzünden ölenlerin sayısı 1 milyonu aştı. Peru Kongresi, Kovid-19 aşıları nedeniyle adı bir skandala karışan eski Cumhurbaşkanı Martin Vizcarra’nın 10 yıl süreyle kamu görevinde bulunmasını yasakladı. Brezilya’da 608 binin üzerinde insan öldü. 2022 seçimlerine doğru giden Brezilya’da siyaset, ekonomi ve sağlık konularında ciddi sorunlar yükselmeye devam ediyor. Ülkenin yakın dönemde yaşadığı korona krizi ayaklanmalar başlatmıştı. G20 zirvesi gündem maddelerinden biri olan Kovid-19 Latin Amerika’nın ciddi bir şekilde gündeminde bulunmaktadır. Ölüm ve vaka sayıları dünyanın geneline oranla ciddi boyutlarda.
Sonuç olarak, Latin Amerika asırlardır yaşadıklarına rağmen gelişmeye ve büyümeye devam ediyor. İtalya’da gerçekleşen G20 zirvesinde üç katılımcı aktör ile bulunmuştur. Bölge halkları pandemi dönemini sıkıntılar içerisinde sürdürmekte. Türkiye, gelecek hedefleri doğrultusunda bölge aktörleri ile ilişkiler geliştirmeye devam ediyor. Bölgeye maddi ve manevi yatırımlar yapılmakta. Modern teorilerin açıklamakta zorlandığı Latin Amerika’nın kimyası değişmektedir. Asırlardır var olan denge ve düzen, değişim ve dönüşüm içerisindedir. Kuşkusuz ki revizyonist senaryolar yazılmaktadır. Kıta sakinleri gelecekte dünyanın daha çok muhatap almak zorunda kalacağı bir pozisyona geliyor. Ekonomik, politik, eğitim ve gelişme sürecinin devam etmesiyle Latin Amerika’nın yeni dünyada büyük bir rolü bulunmaktadır.
Baran Dergisi 772. sayı