Necip Fazıl'la sanatı ve Türk şiiri üzerine röportaj Necip Fazıl'la sanatı ve Türk şiiri üzerine röportaj

–KAVGAM’DAN BİR TAHLİL–

AKDENİZ BİRLİĞİ DE İÇİNDE

ÜSTADIM: Yahudi, tarihte KAVİMLERİN EN İSTİDATLISI ve kol kol Peygamber halkasına çerçevelik etmiş olan İSRAİL OĞULLARI’nı değil, bu asil soy içinde apayrı ve hain bir şubeyi temsil eder. Yahudi, İSRAİL OĞULLARI’na yataklık eden mücerret ruhun içinde, tamamıyla ters tarafından tecelli edici bir küfür nefsaniyetinin şubesi olarak gitgide dölleşmiş, İSRAİL OĞULLARINI SİLİP SÜPÜRMÜŞ ve insanlığın damarlarına mikrob gibi yerleşmiş bir hıyanet nesli… O, uyuşabildiği milletleri kendi kültürleri içinden vurur; ve böylece fikirde, ilimde, fende, iktisatta baş noktaları tutarken, topyekûn insanlığa, bir zamanlar BABİL Tiranları’nın efsanelik zulmünü “hürriyet, adalet, eşitlik, kardeşlik” tekerlemesi ve maskesi altında tatbik eder ve ettirir. (…) KANUNÎ ile hulûlden başlayarak OSMANLI alçalma tarihini açan YAHUDİ… Kanunî’nin oğlu SARI Selim’in karısı NÛRBÂNU Sultan’dan itibaren saray haremine giren ve bu haremi Devlet idaresine musallat eden YAHUDİ… Züyuf AKÇE kahramanı ve OSMANLI malî gücünün kemiricisi, Yahudi… SAHTE Kahramanların ve MASON büyüklerinin (1, 2, 3, 4) numaralı kayıtlarına malik MUSTAFA Reşid Paşa, ÂLİ Paşa, FUAD Paşa ve MİDHAT Paşa’nın arkasında TANZİMAT isimli felâket çığırını açan YAHUDİ… İTTİHAD ve TERAKKİ çetesi kulaklarıyla ABDÜLHAMÎD HAN’ı tahtından al-aşağı ederek koca İMPARATORLUK’u tasfiye masasına yatıran Yahudi… Her zaman olduğu gibi, birdenbire göz plânında olmadığı işlerin arkasında da, bugün insanlığın en büyük belâsı olmakta devam ve belki de bu belânın zirve noktasını teşkil etmektedir. Üçüncü dünya harbi, onun yüzünden çıkabilir. Etrafını çeviren ARAB çemberinin kıstırıp boğamadığı YAHUDİ, bir nevi PETROL gözcüsü ve strateji nöbetçisi olarak ARAB ve İSLÂM ağacının gövdesine kakılmış madenî bir kazıktır; ve KIBRIS isimli “batmaz uçak gemisi”nin vereceği işaretle BAKÜ’den LİBYA’ya kadar bütün PETROL sahasının havadan kontrolünü sağlamak ve hususiyle RUSYA’yı en hassas yerinden vurdurmak avantajındadır. Bu davanın küçük kurmay heyeti İSRAİL’de, büyüğü de AMERİKA’dadır. Belânın çaresini ARAB ve İSLÂM dünyasının önüne düşerek veya bu dünyayı peşimize takarak aramak, ona göre aktif ve şahsiyetli bir politika takib etmek ve bu arayıcılığın yeni idare ve rejimini getirmek, vücut hikmetimizin başı olmalıdır… TARİH’te Yahudi’yi korkutan tek mânâ İSLÂMİYET olmuş, şahıslar da İKİNCİ Abdülhamîd ve HİTLER’den ibaret kalmıştır. İKİNCİ Abdülhamîd, şiddetten nefret eder melek hilkatli bir Hükümdar, HİTLER ise sadece gözükara, deli mizaçlı bir hesabsız olduğu için muvaffak olamadı. İSLÂMİYET ise şahıslardan münezzeh bir sonsuzluk davası olduğuna göre, YAHUDİ’nin en medeni şekilde tasfiyesini ona ve onun hız verdiği ruhlara ısmarlamak lâzımdır. Bugün ruhî, ahlâkî, siyasî, idarî, iktisadî, harsî-kültürel buhranımızın köklerinde YAHUDİ mikrobundan başka bir şey aramamak gerektiği şuuru altında, İSLÂM Dünyası, hiç olmazsa kendi içinden ve emperyalizma yolu ve petrol kaynakları sahasında Yahudi’yi tasfiye edici bir plân üzerinde birleşmek zorundadır. (Bu yazının yazıldığı tarih: 1980: TEŞRİ’-Yolu açık ve vazıh kılma. ŞERİAT’e isnad ve nisbet eylemek.)

Ölüm Odası B-Yedi 74, Salih Mirzabeyoğlu