7 Ekim'de başlayan olayların ardından İsrail, uluslararası arenada artan bir tepkiyle karşı karşıya. Gazze'deki misilleme saldırıları derinleştikçe, İsrail'in başlangıçta gördüğü uluslararası destek hızla azalıyor. Özellikle Refah'taki bir Filistin mülteci kampına düzenlenen ve Gazzeli yetkililere göre 45 kişinin ölümüne neden olan saldırı, tepkileri daha da alevlendirdi. İsrail ise kampın hedef alındığı iddiasını reddediyor.
Saldırı, İstanbul ve Pekin'den Washington ve Paris'e kadar dünya genelinde kınamalara neden oldu. Sosyal medya platformu Instagram'da, "#TümGözlerRefah'ta" etiketiyle paylaşılan 47 milyondan fazla gönderi, olayın yarattığı infiali gözler önüne seriyor. Yaşananlardan dolayı tedirginlik yaşayan İsrail halkı, artan bir izolasyon korkusuyla karşı karşıya. 50 yaşındaki bir İsrailli kadın bu durumu, "Herkes birbirine bağlı olduğu için neler olduğunu görebiliyoruz. Nefret edildiğimizi hissediyoruz. Sömürgeci ve emperyalist olmakla suçlanıyoruz. Ama biz kendimizi mülteci olarak görüyoruz" sözleriyle dile getiriyor.
Geçtiğimiz ay İsrail, diplomatik alanda da bir dizi darbe aldı. Uluslararası Adalet Divanı, Refah'taki operasyonların durdurulması çağrısında bulunurken, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı, Başbakan Netanyahu ve Savunma Bakanı Gallant ile birlikte üç Hamas lideri hakkında tutuklama emri talep etti. İrlanda, Norveç ve İspanya ise eşgüdümlü bir kararla Filistin devletini tanıdı. Önümüzdeki hafta Slovenya parlamentosunun da benzer bir kararı oylaması bekleniyor.