Ah, bilsek!..

Neler neler konuşmamız gerek aslında...
Ama cari politikanın en ucuz gündemleri ve çekişmeleri içinde yuvarlanıp duruyoruz.
Yazık oluyor.

***

Geçenlerde yazdım ya...
Günümüz insanını "kölelik" noktasına getiren üç ana çizgi var: Global finans, eğitim ve tıp disiplini...

Baas rejiminin içyüzü ve Sednaya cezaevi Baas rejiminin içyüzü ve Sednaya cezaevi

Birçok okurum, kafayı son şıkka takmış...
Sağlıklı yaşam, hastalıklarla mücadele, uzun ömür, vd.

Bunun neresi kölelik oluyor diye soran "saflar" var.

MR'lar, tomografiler, ultrasonlar, bitmek tükenmek bilmeyen taramalar...
Ve sonunda konulması kaçınılmaz teşhisler...

Eh, ölümden deli gibi korkan modern insan için tıbbın hazırladığı tuzak da buydu zaten...

***

Angelina Jolie'nin yaptıklarını biliyor musunuz mesela?..

Hani infoteknoloji ile biyoteknolojinin evliliğini kutsayan Yuval Noah Harari'nin bayıla bayıla anlattığı hikâye...

Bir DNA testi yaptırıyor Jolie.
Gayet sağlıklı o sırada ama BRCA1 mutasyonuna rastlanıyor.

"Şu anda buna işaret eden hiçbir doku gelişmesi yok ama istatistiklere göre gelecekte yüzde 87 ihtimalle meme kanseri olacaksın" deniyor ünlü aktriste...

Annesini meme kanserinden kaybettiğini hatırlıyor ve duygularının dediğine değil, yeni tıbbın ortaya koyduğu algoritmaya uyup iki memesini de aldırıyor.

***

Niye anlattım bunu?

Çünkü sanıyorsunuz ki, her şey değişse insan aynı kalacak...

Hâlâ Hamlet gibi şüpheleniyoruz ya, o aldatıyor bizi.

Oysa insan çoktan değişti, değişiyor...
"Doğallığı"nı kaybedeli çok oldu.

Bu da en çok tıp vasıtasıyla gerçekleşti...
Bedeniyle oynanıyor, zihniyle oynanıyor ama hâlâ "aynı" kaldığını sanıyor.

***

Nasıl öldüğümüze bakın yahu!
Nasıl ölmemizin daha uygun olduğu konusunda yönlendirilişimize bakın, anlayacaksınız...

"Girişi sınırlandırılmış ve izole üniteler"de ölmemiz isteniyor ve öyle de ölüyoruz.

Ne ızdırabımıza şahit olunuyor ne de bir veda seremonisine izin veriliyor.

Ne yani?

Ölümün yaşantılanması en kritik sosyal-kültürel hâl oysa...

Bu değişiyorsa, insanın ve toplumların değişmeden kalması mümkün mü?

Haşmet Babaoğlu, Sabah