İstanbul’da Silivri merkezli yaşanan 6,2 büyüklüğündeki deprem sonrasında e-ticaret sitelerinde alışveriş trafiği dikkat çekici şekilde arttı. Vatandaşlar, temel ihtiyaçlarını karşılamak ve acil durumlara hazırlıklı olmak adına online platformlara yöneldi. Market ve mağazalarda yoğunluk yaşanırken, aynı hareketlilik e-ticaret sitelerinde de gözlemlendi. Özellikle çadır, taşınabilir batarya, deprem çantası, ilk yardım seti, termal battaniye ve ilk yardım seti gibi ürünlere talep katlandı.
E-ticaret platformlarından Hepsiburada’nın verilerine göre, 23-24 Nisan tarihlerinde deprem çantası, çadır, powerbank ve termos gibi afet durumlarında kritik öneme sahip ürünler en çok arananlar arasında yer aldı. Bu dönemde deprem çantası, en çok aratılan ikinci ürün oldu. Çadır siparişleri 5,5 kat artarken, uyku tulumu siparişlerinde ise bir önceki güne göre 2,5 katlık bir yükseliş görüldü.
Deprem olur olmaz çadır fiyatları bir anda fırlıyor, yangın çıkar çıkmaz yangın tüpüne yüzde yüz fiyat farklı koyuluyor. Ne zaman milletin başına bir felâket gelse, köşede pusuda bekleyen açgözlüler ellerini ovuşturarak ortaya çıkıyor. Bu millet bu ahlâksızlıktan, bu vicdansızlıktan, bu açgözlülükten bir türlü ders almıyor. Her an pusuda bekleyip felâketten kâr çıkaran bu fırsatçılar yüzünden bu toprak bereket görmüyor, huzur bulmuyor.
Bu, sadece bir ekonomik sorun değil; bu, topyekûn bir ahlâk buhranıdır. Ne insana, ne mazluma, ne kardeşliğe yer var bu tabloda. Yalnızca “ne kadar kâr ederim” sorusu var.
Yapılacak şey çok açık: Bu fırsatçıların ensesine binilmesi, depremde, afette fırsatçılık yapanı affetmemeli ve sadece para cezası değil, ibretlik cezalarla bu vicdansızlığın kökünün kazınması gerekiyor.
