Hamas liderlerinden Abdurrahman eş-Şedid, hareketin Telegram hesabından yayımlanan açıklamasında, "Batı Şeria'daki, özellikle de Cenin'deki Filistin direnişi, her gün yapılan baskınlar, gözaltılar ve saldırılara rağmen işgalci İsrail karşısında iradesinin kırılmayacağını kanıtladı." ifadelerine yer verdi.
Cenin'de Filistinli silahlı grupların İsrail askerleriyle şiddetli çatışmalara girdiğini, İsrail güçlerini pusuya düşürdüğünü ve kayıplar verdirttiğini belirten Şedid, "İşgalci İsrail ve yardımcılarının tüm girişimleri, direnişin karşısında başarısız olacaktır." sözlerine yer verdi.
Gazze'de varılan ateşkesin 19 Ocak Pazar günü yürürlüğe girmesinin ardından İsrail ordusu, 21 Ocak Salı günü işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin kentine "Demir Duvar" adını verdiği saldırı başlattı.
Terörist İsrail ordusunun, Cenin kenti ve mülteci kampına sürdürdüğü saldırılarda 14 Filistinli yaşamını yitirdi, yaklaşık 50 kişi yaralandı.
İsrail ordusunun ayrıca Cenin'de su, elektrik ile iletişim altyapısına zarar vererek kesintiye yol açtığı ve bölgedeki evleri yıktığı belirtildi.
Hamas: Dayatmaları kabul etmeyeceğiz
Hamas'ın Ulusal İlişkiler Ofisi Başkanı Hüsam Bedran, hareketin Telegram hesabından yayımlanan açıklamasında, "Gazze Şeridi'ndeki işlerimizi nasıl yöneteceğimizi bize empoze eden hiçbir bölgesel veya uluslararası tarafı kabul etmeyeceğiz." ifadesine yer verdi.
Hamas'ın önceliğinin, soykırım savaşında büyük fedakarlıklar yapan Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkının yanında yer almak olduğunu belirterek Gazze Şeridi'ndeki halka acil ve insani yardım sağlanmasının gerekliliğini vurguladı.
ABD Başkanı Donald Trump tarafından Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atanan Mike Waltz, CNN'e yaptığı açıklamada, Hamas'ın bir daha Gazze Şeridi'ni yönetmeye geri dönmeyeceğini söylemişti.
Ateşkesin başlangıcından bu yana Gazze'ye 2 bin 857 yardım tırı girdi
Gazze Şeridi'ndeki Filistin hükümetinden adını vermek istemeyen bir yetkili, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1586 yardım tırı Gazze Şeridi'nin merkezi ve güneyine ulaşırken 1271 tırın ise Gazze kent merkezi ile kuzey kesimine girdiğini bildirdi.
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki insani durumun yakıt ve temel malzemeler bakımından hâlâ acil ve kapsamlı desteğe ihtiyacı olduğunu vurgulayan yetkili, halkın acil ihtiyaçlarını karşılamak için geri kalan yardım tırlarının gelişini hızlandırmanın önemine işaret etti.
Ateşkes anlaşmasının ilk aşamasında, 300'ü kuzeye olmak üzere günde 600 insani yardım tırının Gazze Şeridi'ne girmesi ve anlaşmanın başlamasından 7 gün sonra Refah Sınır Kapısı'nın açılması öngörülüyordu.
Ancak rakamlar, üzerinde anlaşmaya varılandan daha az tırın girdiğini gösterirken anlaşmalara rağmen yardım tırlarının İsrail'in engellerine takıldığını gösteriyor.
10 yaşındaki Filistinli şehidin cep telefonunda vasiyeti bulundu
Ailesinin yakın zamanda telefonunda bulduğu vasiyetinin, 10 yaşındaki bir çocuğun aklına durduk yere gelebilecek cümleler olmadığı, İsrail'in Gazze Şeridi'nde yürüttüğü soykırım sırasında yaşadığı ve tanık olduğu acı dolu sahnelerin ve ölüm korkusunun etkisiyle yazıldığı göze çarpıyor.
Gazze Şeridi'nde çocukların ve kadınların öldürüldüğü, evlerin içinde yaşayan insanların başlarına yıkıldığı dehşet sahnelerine tanık olan Filistinli çocuk Azmi, kendi ifadesiyle "uzun yaşamayacağını hissederek", 19 Mart 2024'te cep telefonuna vasiyetini yazdı.
Azmi'nin sosyal medyada yayımlanan vasiyetine, "Allah'ın Selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Annem, babam, kardeşlerim Naime, Şehd, Meryem, Mahmud; eğer uyursam ve ölürsem beni bağışlayın." sözleriyle başladı.
Filistinli çocuk, ailesine hitaben yazdığı vasiyetinde şunları kaydetti:
"Annem ve babam, eğer bir gün sizi kızdırdıysam çok özür dilerim. Ben, Azzuz (takma adı), uzun yaşamayacağımı hissediyorum. Anne, lütfen Mahmud'a iyi bak. Naime, seni rahatsız ettiğim için özür dilerim. Şehd, Meryem, Mahmud sizden de özür diliyorum. Allah şahidimdir ki hepinizi çok seviyorum, anneannemi, dedemi, amcalarımı, halalarımı ve bütün insanları (seviyorum), umarım beni affederler."
Enkazdan 17 Filistinlinin daha naaşı çıkarıldı
Filistinli bir Sağlık yetkilisi, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde enkaz altından çıkarılan 17 Filistinlinin naaşlarının bu sabah Han Yunus'taki Nasır Tıp Kompleksi'ne ulaştığını söyledi.
Yetkili, enkazdan çıkarılan cenazelerin çürümüş halde geldiğini ve bunun da bazı durumlarda kimlik tespitini zorlaştırdığını ifade etti.
İsrail ile Hamas arasında Gazze'de ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiği 19 Ocak Pazar gününden bu yana her gün, İsrail'in ateşkes öncesi saldırılarında yıkılan binaların enkazından onlarca kişinin cenazesi çıkarılıyor.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkesin 5. gününde (23 Ocak'ta) yapılan açıklamada, son 24 saatte hastanelere 122 kişinin cansız bedeni ile 306 yaralının ulaştığı aktarılmıştı. şehit olanların 120'sinin enkaz altından çıkarıldığı belirtilmişti.
İsrail'in Gazze'de bıraktığı "savaş artıkları" tüm imkansızlıklara rağmen temizleniyor
İsrail ordusunun Gazze’den çekilmesinin ardından geride bıraktığı ve bombardımanlarda patlamayan mühimmatlar, bölgeye geri dönen Filistinliler için büyük tehdit oluşturuyor.
Bu "savaş artıkları" arasında patlamış ve patlamamış mühimmatlar ile silah parçaları ve askeri araçlar bulunuyor. Bunlar, Filistinlilerin güvenliği açısından sürekli bir risk teşkil ediyor.
Gazze'nin farklı noktalarında, el bombaları ve top mermileri gibi çeşitli türlerdeki patlamış ya da patlama riski taşıyan askeri mühimmatı görüntüledi.
Gazze’deki İçişleri Bakanlığına bağlı patlayıcı madde imha ekibinin başkanı Yüzbaşı Muhammed Mikdad, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Geçtiğimiz pazar günü başlayan ateşkesin ardından, Refah şehrindeki yerleşim alanlarında patlamamış mühimmatları tespit ve imha etmek üzere 170 çalışma gerçekleştirdik." dedi.
Patlayıcı madde imha ekibinin İsrail saldırılarına maruz kalan bölgelerde keşif ve inceleme çalışmalarına devam ettiğini belirten Mikdad, bu çalışmalar sırasında, yerleşim alanlarında çok sayıda patlamamış mühimmat bulunduğunu, tehlikeli olanları yerinde imha ettiklerini gerekli durumlarda güvenli bölgelere taşıyarak etkisiz hale getirdiklerini aktardı.
Mikdad, "Çalışmaları kişisel koruma ekipmanları ve mühimmat taşıma araçlarının yokluğuna rağmen yürütüyoruz. Ekibimiz, acilen özel ekipmanlara ihtiyaç duyuyor." ifadesini kullandı.
