28 Şubat sürecinde Müslümanlar türlü zulümlerle sindirilirken İbda Cepheleri tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi darbenin karşısına dikildi. Kumandan Salih Mirzabeyoğlu fikrî faaliyetlerini yoğun bir şekilde sürdürdü. Kemalist rejimin Allahsızlarına göz açtırmadı.
28 Şubat’ın tasmalı paşaları Müslümanlara zulmederken, İbdacılar meydanları dolduruyor, rejimin köpeklerine karşı aslanlar gibi savaşıyor, hem içeri alınıyor hem de işkence görüyordu.
Rejimin köpekleri İbda’nın estirdiği aksiyonu durdurmak için 28 Aralık 1998’de Salih Mirzabeyoğlu’nu, çocuğunu okula götürürken “Terör Örgütü Lideri” iddiasıyla gözaltına aldı. Kemalist basın, haberi “Salih Mirzabeyoğlu hücre evinde yakalandı” şeklinde servis etti, bunun yanı sıra İbdacılar hakkında türlü kara propaganda yöntemleri kullanıldı.
28 Şubat’ın en önemli hedefi olan Salih Mirzabeyoğlu’nun “1999 Kurtuluş Yılı” çıkışı bunu engelleyen sebeptir. Çünkü bu çıkışın ardından 28 Şubat ile alakalı yargılamalarda ortaya çıkan askeri istihbarat yazışmalarından da anlaşılacağı üzere, darbecileri, halka daha çok baskı yapılırsa, o dönemde sayılarının 250-300 bin civarında olduğu tahmin edilen İbdacıların bir halk ihtilali gerçekleştirebileceğine yönelik bir korku sarmıştı. Neticede Salih Mirzabeyoğlu tutuklandı; ama onun cezaevinde bile geri adım atmaması darbe mekaniğini çökertti; darbeciler birbirlerine düştüler ve birbirlerini karşılıklı tasfiye ettiler.
Müslümanlar adi birer suçlu gibi cezaevlerine tıkıldı
1990’larda Müslümanları Anadolu’dan süpürmek adına Kemalizm tarafından bir saldırı başlatılmıştı. Bu süreçlerde Müslümanların evleri basıldı, rejim polisleri namaz kılınan evlere girip Mirzabeyoğlu'nun kitaplarını topladı, işkencehanelerde bu memleketin evlatlarına işkence etti, rejimin gazetelerinde boy boy resimlerle İslâm'a saldırıldı, Müslümanlar adi birer suçlu gibi cezaevlerine tıkıldı. Başörtülü bacılarımız yerlerde sürüklendi, jandarmalar Kur’an kurslarını bastı. Kısacası İstiklal Mahkemeleri kurulmuş ve Müslümanlar teker teker avlanıyordu.
O süreçleri yaşayanlardan biri de şehit Halil Kantarcı’ydı
O süreçleri yaşayanlardan biri de şehit Halil Kantarcı’ydı. Kantarcı 9 Eylül 2014 tarihinde sosyal medyadan yazmış olduğu bir paylaşımda şunları dile getiriyor:
“28 Şubatta 'kafasına sıkılmayan' Müslümanlar bunun Allahsızlara karşı cezaevlerindeki direniş ve ŞEHİTLER sayesinde olduğunu biliyor mu?!!
Salih Mirzabeyoğlu'na canınız, malınız ve hatta namusunuz da dahil, çok şey borçlusunuz! Ve Ona 15 sene borçlusunuz! 15 yaşımdan beri şahidim!”