Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, CNN TÜRK'te Ahmet Hakan ile Tarafsız Bölge programında açıklamalarda bulundu.
Hakan Fidan'ın açıklamaları şöyle:
Şam ziyareti
O gün tabii uçak müsait olmadığı için havalimanı çalışmıyordu, daha yeni belki bugünlerde çalışmaya başladı. Karayoluyla gitme durumunda kaldık. Hatay'dan itibaren, sınırdan geçtiğimiz andan itibaren, İdlib tarafı iyiydi zaten. İdlib'e önceden de gittik geldiğimiz bir yerde ama daha sonra Hama, Humus ve Şam'a. Halep'ten geçmedik. Hama, Humus üzerinden. ...ve Şam'ın eteklerine gelene kadar sürekli bir yıkım vardı aslında.
Önceki gibi depremden çıkmış gibi. Aslında diğer taraftan rejimin kendi halkına karşı ne kadar zalim ve acımasız olduğunu da görüyorsunuz. Bir yerde çatışan güçler var, onların bulunduğu yerde sivil halk var. Herhangi bir ayrım yapmadan orayı top ateşiyle, yerle bir ateş altına alması, veya varil bombalar atması veya hava kuvvetleriyle bombalaması, yok etmesi. Tabii büyük bir acımasızlık örneği.
Şara ile ne konuştu?
Görüşmemiz uzun sürdü. Her konuyu ele aldık. Suriye'de neler yapılmalı, Türkiye'nin tavsiyeleri neler. Oraya gitmeden uluslararası toplumla diplomasi maratonu yaptım. Ortaya koyduğumuz bir tez vardı. Yeni yönetimi yargılamadan ne istediğimizi kendi aramızda kararlaştıralım ve gidelim bizim tavsiyemiz bu dedik. Suriye'nin komşuları açısında tehdit olmaktan çıkması, azınlıkların hayat güvenliğinin sağlanması, toprak bütünlüğü konuları başta olmak üzere maddelerimiz vardı. İlk kriz çıktığında herkes şaşkındı. Biz Türkiye olarak herkesin kabul edeceğiz bir söylemi ortaya koyduk. Herkes kabul etti. Şara'ya da bunları anlattık. Ben de bu fikirdeyim itirazım yok dedi. Bizim iki hususumuz vardı: Suriyeli kardeşlerimizin durumları, terör örgütü PKK'nın varlığının sona erdirilmesi. Bu konuları ele aldık. Şara hem sorumluluğunun farkında hem de bölgenin kendisinden beklentilerinin farkında. Rasyonel ve oturaklı bir lider. Umudum var.
İlk kriz çıktığı esnada herkes şaşkındı. Nasıl bir politika dili kullanılacak? Ne yapılacak? Yani burada yeni bir yönetim var. Yani bunlara nasıl tavır alınacak? Burada bir söylem oluşturulması gerekiyordu. Biz Türkiye olarak herkesin kabul edeceği, aslında vicdanen ve aklen de, hukuken de geçerli olan bir söylemi ortaya koyduk, teklif ettik aktörlere. Herkes bunu kabul etti. Ve bunun etrafında oluşan söylemi biz aldık, Şam'a götürdük, Şara'ya da bunları anlattık. Yani hem bölgedeki Arap ve Müslümanlar hem Türkiye, hem de uluslararası toplum senden bunu bekliyor. Ben de bu fikirdeyim dedi, bunda hiçbir şeyim yok, itirazım yok.
"Yeni devletin ismi Suriye Arap Cumhuriyeti olacak"
Şara'nın yönettiği nüfusun yarıdan fazlası iç göçtü. Geri dönüşler için yeniden yapılanma faaliyetleri başlamalı. Yol haritasını sordum. Devletin ismi Suriye Arap Cumhuriyeti olacak. Bayrağa bir yıldız daha eklediler. Şu anda arazideki dengeleri ele aldığımızda Ahmed Şara ve ekibi, Suriye Milli Ordusu'nun destek vermesi, askeri güvenliğin sağlaması açısından önemli bir başlangıç. Milyonlarca insan önceki dönemde ağır sıkıntılar çekerken bunları peşinen bu şekilde suçlanmaları doğru değil. Biz bize yapılanları yapmamak için geldik dediler, inşallah bu yolda devam ederler. Zaman ilerledikçe olaylar yapı şekil aldıkça memnuniyetsizliklerin kendini gösterme ihtimali var. Biz bu unvanları bırakalı çok oldu. Eşit ilişki, karşımızdakiler bizim kardeşimiz. Suriye milleti asil bir millet. Bize düşen onlara yardım etmek. Domine etme fikrine karşıyız. Biz bölgede ne Türkiye'nin ne İran'ın domine etmek politikasına razı değiliz. Biz buna karşıyız. Bu çok ilkel bir dış politika tarzı.
"Savaştan kaçmayız"
Eğer Allah bize akıl verdiyse, bu kadar hikmet varsa ortalıkta, hakikat varsa bundan ders alıp, ben hep bunu söylüyorum muhataplarımıza, buradan artık beraber yolumuza devam edelim. Benden bir şeyden şüpheleniyorsan her şey ortada. Ama şuna da hazırlıklı olmamız lazım. Türkiye'nin sözü niye etkin? Caydırıcı olduğumuz için, gücümüz olduğu için, yani gerektiği zaman, bize karşı numara yapıldığı zaman, biz de tabii ki tepkimizi koyacak araçlara sahibiz. Ferasete sahibiz. Savaşmaktan kaçmayacağımızı bilmeleri lazım.
Kaynak: CNN Türk