Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, CNN Türk canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları cevapladı.

"Türkiye olarak, Suriye'de sadece İsrail ile değil herhangi bir ülkeyle çatışma niyetimiz yok." diyen Fidan, Suriye'nin bağımsız bir ülke olduğunu söyledi.

Suriye'nin de dahil olduğu bölge ülkeleriyle bir araya gelerek, terör örgütü DEAŞ ile mücadele başta olmak üzere güvenlik sorunlarına odaklanan platformun "çok işe yaradığını" aktaran Fidan, "İsrail'in bölgedeki yayılmacı bir takım emellerini kullanarak, Suriye'de provokasyon çıkarmaya çalışması kabul edilebilir bir konu değil." dedi.

Fidan, Türkiye'nin, bölgede hiçbir ülkeyle çatışmak istemediğini belirterek, "Suriye'nin tekrar, Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit edecek bir iç karışıklığa, operasyona, provokasyona maruz kalmasını da izleyemeyiz. Sadece bakmakla yetinmeyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Fidan, "Türkiye, Suriye sahasında daha fazla bir askeri angajmana mı hazırlanıyor?" sorusuna, "Suriye gerçekten Türkiye'nin desteğiyle birçok sorununun üstesinden gelebilecek durumda. Önce niyetimiz var, sonra kapasitemiz var, sonra vizyonumuz var." şeklinde yanıt verdi.

Türkiye'nin, Suriye'ye ihtiyacı olan birçok alanda destek vermesinin doğal olduğunu belirten Fidan, "Bölgede kendi güvenlik değerlendirmelerimize, tehdit değerlendirmelerimize, ikili işbirliğimize hizmet edecek her türlü konuya açığız." ifadelerine yer verdi.

Suriye'de çöken Nusayri rejiminin devrik lideri Esed'in ülkeyi terk ettiği günden itibaren İsrail'in, Suriye'de düzenli bir ordunun kullanacağı tüm unsurları tahrip ettiğini vurgulayan Fidan, "(İsrail) Yeni gelen yönetime, silahlı kuvvetlere hiçbir şey bırakmama konusunda bir strateji belirlemiş durumda ve bunu da adım adım geliştiriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Fidan, "Bize saldırmayan hiçbir ülkeye açıktan saldırmayız. Başka bir ülkeyle ilgili konuya geldiğimiz zaman da orada istikrarsızlık çıkmaması önemli. Komşu bir ülkede, bize de zararı dokunacak bir istikrarsızlık alanı çıkıyorsa ortaya, buna seyirci kalamayız. Bununla ilgili başta diplomatik adımlar olmak üzere adımlarımızı atarız." diye konuştu.

- "AMERİKA'NIN, NETANYAHU'YA TABİRİ CAİZSE BİR AYAR VERMESİ GEREKİYOR"

"İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun tedirginlik nedeniyle ABD'ye gittiği" yönündeki yorumlara ilişkin Fidan, "Şu anda özellikle Gazze ve Filistin sorununu esas alan bir Orta Doğu perspektifine baktığımız zaman Amerika'nın, Netanyahu'ya tabiri caizse bir ayar vermesi, bir çerçeve çizmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Fidan, ABD Başkanı Donald Trump'ın, hem Filistin hem de Ukrayna'da savaşı sonlandırmak ve küresel manada yeni bir savaş başlatmamak vaadiyle iktidara geldiğini hatırlatarak, "Şimdi Amerika'nın yeni yönetiminin dünyaya vermek istediği bir mesaj varken, dünyada başka bir aktörün çıkıp Amerika'ya, Amerika'nın imkanlarıyla ve Amerika'nın desteğiyle meydan okuması, Amerika ona ayar vereceği yerde onun Amerika'ya ayar vermesi. Şimdi bu tabii bir iktidar savaşı kendi aralarında. Bu bir bölgesel savaşın da ötesinde. Yani patron kim savaşı." değerlendirmesini yaptı.

ABD Başkanı Trump'ın, "başkasının vesayetini, işbirliği kılıfları adı altına gizleme yöntemini takip eden bir insan olmadığını" kaydeden Fidan, "Burada, Siyonizme sempatisi vardır, İsrail'i destekler, etraftaki insanlar da gerçekten o yönde seçilmiş, atılmış insanlardır vesairedir ama günün sonunda şunu da duymak istemez, 'Ya bu da İsrail'in adamı çıktı. Yani o ne derse onu yapıyor.' Bunu duymak istemez herhalde. Bu kadar dünyayı karşısına alan bir insan, Netanyahu ile hesaplaşmaktan kaçınmayacaktır diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

- İSRAİL İLE TEMAS

Bakan Fidan, "İsrail ile dolaylı ya da doğrudan görüşmeler olduğuna ilişkin iddialar" konusunda ise şöyle konuştu:

"Suriye'de bir takım operasyonlar yaparken gerek havadan gerek başka türlü o bölgede uçak uçuran İsrail ile belli bir noktada çatışmasızlık mekanizması tıpkı Amerikalılar ve Ruslarla yaptığımız gibi olması gerekiyor. Suriye'de, Ruslarla bu çok yoğun çalıştırılmıştır. Rusların daha etkin olduğu dönemde Amerikalılarla daha sonra İranlılarla çatışmasızlık mekanizmamız vardı. Şimdi bu mekanizmaya aslında bir noktada İsrail'in de eklenmesi gerekiyor. Bunu temin edici teknik düzeyde temasların olması normal."

"(İsrail ile) Muharip unsurların birbirlerini yanlış anlamasını önleyici teknik temasların olduğunu söyleyebilirim." diyen Fidan, bu teknik temasların ihtiyaç durumunda doğrudan yapıldığını dile getirdi.

Fidan, bir askeri operasyon yapılırken bölgedeki aktörlerin tümüyle "bir çatışmasızlık, koordinasyon mekanizması" içerisinde olmasının, atılması gereken adımlar arasında yer aldığını söyledi.

Gazze konusunun tüm coğrafyanın sorunu olduğunu, Gazze'de sivil ölümlerine ve yıkıma dayalı politikalardan vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayan Fidan, "Buradan şunu söylemek istiyorum, İsrail'e ve İsrail'in zulmüne karşı ortaya koyduğumuz tavır, insanlık onurunun bütün insanlık camiasıyla beraber ortaya koyması gereken tavırdır." dedi.

İsrail'in, Suriye'ye yönelik saldırıları hakkındaki soruya yanıt veren Fidan, "Terörle mücadele başta olmak üzere, buna bizim bir hazırlığımız var. Sadece Türkiye-Suriye değil, bölge ülkeleriyle beraber ama Suriye bağımsız bir ülke olarak bizimle beraber askeri bir anlaşmaya girdiği zaman buna vereceğimiz bir destek olayı varsa ona da hazırız." ifadelerini kullandı.

ABD İLE İKİLİ TEMASLAR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi hakkında ABD Başkanı Trump'ın yaptığı açıklamaların sorulması üzerine Fidan, "Sayın Trump, Cumhurbaşkanımıza saygı duyuyor lider olarak. Cumhurbaşkanımızla iyi bir ilişkisi var." dedi.

Fidan, Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı bu noktada takdir etmesinin aslında "başarıya olan saygısının, teveccühünün de bir göstergesi" olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump'ın ne zaman görüşeceğinin sorulması üzerine Fidan, bunun için irade beyanının her iki lider için de "mümkün ve uygun olan en kısa zamanda" olduğunu söyledi.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile görüşmesinde hangi konular üzerinde durdukları sorulan Fidan, Suriye'nin, İsrail tarafından bombardımana tabi tutulmasının bir an önce son bulması da dahil birçok konuyu ele aldıklarını belirtti.

CAATSA YAPTIRIMLARI

Fidan, ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) kapsamında Türkiye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması hakkındaki soruya ise şöyle yanıt verdi:

"CAATSA yaptırımına takılmamızın bir gerekçesi vardı. Şimdi Sayın Trump ile Sayın Cumhurbaşkanımız arasında olan görüşmeden sonra da bir önceki hükümet döneminde başlatılan bir hareketin şu anda daha yeni bir irade ile büyük bir ivme kazandığını görüyoruz. Umuyorum inşallah yakın zamanda bu konuda bir gelişme olacak. Çalışıyoruz, gece gündüz bu konuda bir çalışmamız var. Amerika'daki yeni yönetimin, Beyaz Saray'daki ve State Department'daki (Dışişleri Bakanlığındaki) hukukçuları konuyu çalışıyorlar."

Türkiye'nin F-35 programına dönüp dönmeyeceği hakkındaki soruya Fidan, "Mevcut F-35 programında şu ana kadar kazanılmış olan hakkımız diyelim 6 tane F-35 uçağının Türkiye'ye teslimi meselesi. Bunlar bizim kazanılmış meselemiz ve mevcut bir diplomatik çabayla çözüldüğü zaman geri almamız gereken konular. Parası ödenmiş, uçaklar orada bekliyor, yasaya takılmışsınız, gönderimi durdurulmuş. Belli firmalarınız burada üretimin parçası olmuş, onlar çıkartılmış. Şimdi bunları tekrar kazanılması, verdiğiniz kadar geri alınması bir çaba süreci. Bunu yapıyoruz. Amerika ve Türkiye iki büyük müttefik NATO üyesi olarak aramızda karşılıklı yaptırımlara esas alan kanuni takılmalar, uygulamaların olmaması lazım. CAATSA'dan kurtulmak, jeostratejik, diplomatik manada bunun için önemli. " şeklinde yanıt verdi.

Öte yandan CAATSA'nın oluşturduğu psikolojik zemine takılan başka uygulamaların bulunduğunu kaydeden Fidan, Savunma Sanayi Başkanlığının ve firmaların ABD'den temin etmek istediği yaklaşık 20 milyar dolarlık yedek parça olduğunu söyledi.

Fidan, ABD'nin S400 konusundaki yaklaşımına ilişkin, ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) yaptırımları konusunun S400 meselesinden kaynaklı olduğunu ve bunu da içeren bir çözüm arayışı sürecinde olduklarını söyledi.

Bu konuda herhangi bir senaryonun bulunmadığını ve Türkiye'nin pozisyonunun aynı olduğunu kaydeden Fidan, bu nedenle ABD'nin hukuku çerçeveyi değiştirmeye çalışarak soruna bir çözüm aradığını ifade etti.

Terörist İsrail saldırılarını genişletiyor: Çok sayıda Filistinli gözaltında Terörist İsrail saldırılarını genişletiyor: Çok sayıda Filistinli gözaltında

Fidan, ABD'nin PKK/YPG'ye desteğini sonlandırıp sonlandırmayacağına ve Suriye politikasına ilişkin ise ABD'deki yeni yönetimin Suriye dahil birçok dosyayı yeniden ele aldığını, incelediğini ve görüşlerini oluşturduğuna işaret ederek, bu aşamada Türkiye'nin esas teşkil edecek hususları önceden değerlendirip ona göre birtakım diplomatik adımlar attığını söyledi.

PKK'NIN FESİH ÇAĞRISINA UYMASI BEKLENİYOR

Fidan, PKK'nın kendini feshetmesi gereken kongre tarihinin henüz açıklanmamasıyla ilgili olarak fesih çağrısının yapıldığını belirterek, bu çağrıya uyulmasını beklediklerini söyledi.

Türkiye'nin devlet olarak hiçbir zaman kendi işini ve güvenliğini başkasının hangi kararı alacağına ya da almayacağına bırakmadığını vurgulayan Fidan, istihbari ve askeri faaliyetlerin büyük hassasiyetle devam edeceğini bildirdi.

Fidan, PKK'nın geçmişte de fesih yönünde talimat aldığını anımsatarak, "Bu talimatı uygularken birden bire uluslararası sistemden aldığı talimat ve telkin, örgüt yöneticisinden aldığı talimat ve telkinin önüne geçti metodik olarak. Aynı sefer bu sefer de olabilir mi? Olmaması için bir sebep yok." ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Ferhad Abdi Şahin arasında 10 Mart'ta imzalanan anlaşmanın ilerleyişine dair Fidan, Suriye hükümetinin çok yeni olduğuna işaret ederek, birtakım sorunların hızlı çözülmesinin beklenmesinin zor olduğunu söyledi.

Fidan, anlaşmanın sürelendirildiği ve uzatıldığı sürece büyük risklerin ortaya çıkabileceğine dikkati çekerek, "Diğer taraftan örgütün her zaman için anlaşıyormuş gibi gözüküp, aslında anlaşmama, diplomasiyi ve müzakereleri kendi asıl ajandasını ilerletmenin başka bir aracı olarak kullanma tecrübesi, hafızası her zaman mevcut. Bu yaptığı bir şey." diye konuştu.

Bakan Fidan, bu konuda Suriye yönetimine çok dikkatli ve hassas olmalarını, titizlikle çalışmalarını tavsiye ettiklerini dile getirdi.


"FİLİSTİN NÜFUSU GAZZE'DE HER ZAMAN DİRENİŞ HAREKETİ ÜRETECEK"

Fidan, İsrail'in amacının Filistinlileri Gazze'de tutmamak olduğuna işaret ederek, "Çünkü Filistin nüfusu Gazze'de kaldığı sürece ister Hamas formatında, ister başka formatta her zaman için bir direniş hareketi üretecek. Neden direniş hareketi üretilecek? Çünkü işgal devam ediyor. Direniş hareketinin olmaması için Filistinlilerin topyekun yaşadığı yerlerden sürülmeleri gerekiyor." diye konuştu.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'yi "emlak" olarak görmesini, Filistinlilerin Gazze'den başka ülkelere gidebileceğine ve Türkiye-İsrail ilişkilerine dair söylemlerini de değerlendiren Fidan, hiç kimsenin planının tek başına bir şey ifade etmediğini belirterek, "Bizim İsrail'le olan normalleşme meselemizin şartlarını biz ortaya koyduk; Filistin meselesi bunun için önemli. Bu Amerika'nın çok fazla umurunda olmayan bir konu olabilir. Amerika sizinle de ilişki yürütür, İsrail'le de ilişki yürütür, Avrupa'yla da yürütür, onunla da yürütür. Ama bu ülkeler birbiriyle konuşmayabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Fidan, bütün dünyanın tek başına çözemediği bir konu varsa bunun daha büyük bir krizin habercisi olduğuna işaret ederek, ABD'nin de bunun anladığını ancak Gazzelilerin olmadığı bir planda sorunun çözülme şansının bulunmadığını vurguladı.

Trump'ın Gazze planına bölgedeki ülkelerin cevabını verdiğine değinen Fidan, bu konunun uluslararası sitemde tahminin ötesinde kırılmalar yarattığını ve bunun devam edeceğini aktardı.

Fidan, Filistinlilerin kanının o toprağa düşmesinin meyvesini başka yerde vereceğine işaret ederek, "Başka bir dünyaya uyanıyoruz. O insanların kanı, mübarek kanı öyle başka bir gerçekliği besliyor ki, büyütüyor ki bu gerçeklikle kendisini ortaya çıkarttığı zaman bu kanın altında çok insan kalır." dedi.