Aylık Dergisi
İlk sayısını "Amerika Irak Çöllerine Gömülmek Üzere!" manşetiyle 2004 yılının Ekim ayında veren Aylık Dergisi, 209. sayısını Şubat 2022'de vererek yayın hayatına Aylık Baran Dergisi olarak devam ediyor.
İlk sayısını "Amerika Irak Çöllerine Gömülmek Üzere!" manşetiyle 2004 yılının Ekim ayında veren Aylık Dergisi, 209. sayısını Şubat 2022'de vererek yayın hayatına Aylık Baran Dergisi olarak devam etmiştir.
Derginin yayın kurulunda Abdullah Kiracı, Baki Aytemiz, Hakkı Açıkalın ve Yavuz Arslan yer almıştır.
Aylık Dergisi, 209. sayısından sonra 11 Ocak 2007 tarihinde yayın hayatına başlayıp 13 Ocak 2022 tarihindeki 783. sayısına kadar Türkiye’nin aralıksız en uzun süre yayınlanan haftalık dergisi olan Baran ile tek bir bünyede “Aylık Baran” adıyla birleşmiştir.
Aylık Dergisi'nin eski yazılarına 'dan ulaşabilirsiniz.
Siyasetini de, aksiyonunu da İslâm ihtilâl ve inkılabı istikametinde “Başyücelik Devleti” idealine bağlı ve ona nisbetle tesbit ve takip etmeye çalışan bir yayın organı olmuştur Aylık Dergisi.
Aylık Dergisi, Salih Mirzabeyoğlu ve Üstad Necib Fazıl'dan devralınan, yürüyen Büyük Doğu-İBDA fikriyâtı ekseninde yayın yapabilme çilesi içerisinde hareket etmiş, Ehl-i Sünnet vel Cemaât çizgisinde olan herkesi kendisinden ve kendisini de onlardan görerek; takribî yüz senedir iğdiş edilmiş zihinlerimizi yeniden derleyip toparlayarak "Büyük İslâm İhtilâlî ve İnkılâbına" zemin hazırlama gayretiyle faaliyetlerine devam etmiş, gündelik koşuşturmalardan ziyade ruh köklerimize dönmek için unuttuklarımızı hatırlatmış, müsbet yaraları yeniden deşmiş, kanatıcı olmaya çalışmıştır.
Batılı efendilerine ve kendi sığ çıkarlarını temine müptela olmuşlar ile onlar gibi olmamasına mukabil nasıl olması gerektiğini bilmeyenlerin magazinleştirdiği hadiseleri, onları raksettiren fikre sarkmaya çalışarak ele alıp meselenin künhüne dair söz söyleyebilmeyi temel şiarı kabul etmiştir.
Ayrıca en önemlisi, okuyucunun ruhiyâtına tercüman olmaya çalışmıştır... Memlekette fuhşun ve kumarın âlenîleştiği, cinnetin gündelik hâdise hâline geldiği, on kişiye bir, bir kişiye on pul biçen adaletsiz sisteminin hâlen devam ettiği, İslâmcı geçinenlerin menfaat için her türlü pespayeliğe göz yumduğu, çözüm makamında bulunanların bir taraftan faydalı işler yaparken diğer taraftan bulundukları yeri şikâyet makamına çevirdiği, dolayısıyla o faydalı işlerinde palyatiflikten öteye gidemediği geçmiş ve bu zamanda; elinden geldiği ve dili döndüğü kadar hissiyâtlara tercüman olmaya gayret etmiştir.
Memleketin dört bir taraftan kuşatıldığı, insanımızın ruhsuzlaştırılmaya çalışıldığı demnlerde, aksiyon bakımından Müslüman Anadolu halkının çıkarına olduğunu düşündüğümüz her fiilin yanında, Hakk ve halk düşmanlarının karşısında durmaya çalışırken İslâm’ın vaz ettiği “iyi, doğru ve güzel”e bir nebze olsun misal teşkil edebilecek yayınlar yapmaya çalışmıştır.