Batı Şeria'da Gözaltı Operasyonları ve Baskınlar Yoğunlaşıyor
Terörist Yahudi ordusu, işgal altındaki Batı Şeria'da son günlerde operasyonlarını ve baskınlarını yoğunlaştırdı. Özellikle Selfit kentine bağlı Deyr İstiya beldesi, bu operasyonların merkezlerinden biri haline geldi. Beldedeki evlere yapılan baskınlarda, aralarında yaşlıların da bulunduğu yaklaşık 70 Filistinli gözaltına alındı. Görgü tanıkları, İsrail askerlerinin evlere zorla girerek arama yaptığını ve bazı dükkanlara zarar verdiğini aktardı.
Filistin resmi haber ajansı WAFA da İsrail güçlerinin Deyr İstiya beldesine yönelik baskınlarının süreklilik kazandığını ve beldenin giriş çıkışlarının bariyerlerle kapatıldığını bildirdi. Bu gözaltıların yanı sıra, İsrail askerlerinin Selfit kentine bağlı Haris köyünde bir dükkâna baskın düzenlediği, Cenin kentinde de Filistinlilere ateş açtığı belirtildi. Bu olaylar, 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te artan gözaltı, baskın ve saldırıların bir parçası olarak değerlendiriliyor.
İsrail Hapishanelerinde Sistemli İşkence
İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinli mahkumlara yönelik sistematik işkence, insan hakları örgütlerinin ve Filistinli yetkililerin gündeminde yer almaya devam ediyor.
Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyeti ile Filistin Esirler Cemiyeti'nin ortak açıklamasına göre, Negev Cezaevi ve Neftali (Nafha) Kampı'nda tutulan 23 Filistinli mahkumla yapılan görüşmelerde, işkence, kötü muamele, aç bırakma, tıbbi ihmal, ağır darp ve baskıya maruz kaldıkları tespit edildi. Mahkumlar ayrıca, hapishanelerde uyuz salgınının baş gösterdiğini de belirtti.
Bu açıklamalarda yer alan bazı Filistinli mahkumların ifadeleri şöyle:
- K.N (45 yaşında): Aralık 2023'ten beri tutuklu olduğunu ve itiraf almak amacıyla ağır şekilde darp edildiğini, vücudunda kırıklar oluştuğunu, 58 gün boyunca bir askeri kampta tutulduğunu, Negev Cezaevine nakledildiğinde ise gardiyanların üzerine sıcak su atması sonucu vücudunda yanıklar oluştuğunu belirtti.
- A.H. (21 yaşında): Şubat 2024'te göçe zorlandıkları sırada alıkonulduğunu, Gazze yakınlarında bir kampta 12 gün kaldığını, daha sonra Kudüs'teki bir kampa, ardından Ofer'e, son olarak da Negev'e nakledildiğini, her naklin "azap ve ölüm yolculuğu" gibi olduğunu, aç uyuyup aç kalktığını, uyuz nedeniyle vücudunda yaralar ve delikler çıktığını ve göz tansiyonu rahatsızlığı olduğunu aktardı.
- K.C.: Alıkonulmasının başlarında cehennemi yaşadıklarını, ne akıbetlerini ne de hukuki statülerini bilmediklerini, haklarında birçok yasak uygulandığını, açlıkla karşı karşıya kaldıklarını ve verilen gıdanın yetersiz olduğunu dile getirdi.
- M.D.: Ailesiyle birlikteyken alıkonulduğunu, Gazze Şeridi sınırına yakın bir bölgeye götürüldüğünü, 60 gün burada kaldıktan sonra Negev Cezaevine nakledildiğini ve şiddetli dayak sonucu yapay gözünü kaybettiğini, hatta İsrail askerlerinin gözlüğünü bile aldığını belirtti.
Bu ifadeler, İsrail hapishanelerindeki koşulların ne denli insanlık dışı olduğunu gözler önüne seriyor. İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının başlamasından bu yana sadece Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te gözaltına alınan Filistinlilerin sayısı 14.300'e ulaşırken, Gazze'de alıkonulan Filistinlilerin sayısının da binleri bulduğu tahmin ediliyor.
Yerleşimci Terörist Yahudilerin Saldırıları ve Kontrol Noktası Engellemeleri
Yahudi terörist yerleşimciler, işgal ettikleri Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik saldırılarını artırdı. Nablus'un güneyinde Filistinlilerin araçlarına taş ve biber gazıyla saldırı düzenlendiği, Filistinlilerin evlerine taş ve boş şişeler atıldığı belirtildi. Bu saldırılarda yaralanan olmasa da, Filistinlilerin yaşam alanları ve mal güvenliği üzerinde ciddi bir tehdit oluşturuyor. Ayrıca, İsrail ordusu da Filistinlilere ait yüzlerce aracın Nablus'un güneyindeki Avrata kontrol noktasından ve Kalkilya'nın doğusundaki Cebbara kontrol noktasından geçişini engelleyerek Filistinlilerin hareket özgürlüğünü kısıtlıyor. Batı Şeria'da 451 bin, Doğu Kudüs'te ise yaklaşık 230 bin İsrailli yerleşimci, Filistin topraklarını işgal ediyor. Uluslararası hukuka göre, bu yerleşimlerin yasa dışı olduğu kabul ediliyor.
Beyt Hanun'da Güvenlik Kuşağı Planı ve Yerinden Etme
İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun beldesine Filistinlilerin girişini engelleyecek "kalıcı güvenlik kuşağı" oluşturulmasını Tel Aviv yönetimine önerdiği bildirildi. Bu öneriye göre, Beyt Hanun'un İsrail'in Sderot kentine bakan tepelik alanlarında bir "güvenlik kuşağı" oluşturularak, yerinden edilen Filistinlilerin gelecekte Beyt Hanun'un bir kısmına kalıcı olarak dönmelerine izin verilmeyecek. Bu şekilde, Beyt Hanun'da İsrail yerleşimlerini ve Sderot demiryolu hattını görebilecek hiçbir evin veya binanın kalmaması hedefleniyor. İsrail ordusu, bu planla, bölgeden İsrail topraklarına yönelik potansiyel roket ve keskin nişancı ateşi tehdidini ortadan kaldıracaklarını iddia ediyor. Ancak bu plan, Filistinlilerin kendi topraklarından kalıcı olarak sürülmesi anlamına geliyor. İsrail ordusu, iki ayı aşkın süredir Beyt Hanun'u hava ve topçu bombardımanıyla yıkmaya ve bu bölgede yaşayan Filistinlileri zorla yerinden etmeye devam ediyor.
İsrail'in Filistinlilere yönelik baskı, şiddet ve insan hakları ihlallerinin sürekli olarak artarken, dünya da her geçen daha fazla sessizliğe bürünerek yakında kopacak büyük “fırtına”yı daha çabuk çağırıyor.
