The Atlantic dergisinde Rose Horowitch imzasıyla yayımlanan makaleye göre, Columbia Üniversitesi'nin zorunlu "büyük kitaplar" dersi olan Edebiyat ve Beşeri Bilimler'i 1998'den beri veren Nicholas Dames, öğrencilerinin okuma konusunda giderek zorlandığını gözlemliyor. Dames, "Öğrenciler eskiden de verilen tüm kitapları okumuyordu ancak şimdi durum farklı. Bir dönemde birden fazla kitabı bitirme düşüncesi, öğrencilerimi şaşkına çeviriyor." diyor.
Makale, Batı merkezli eğitim sistemlerinin "toplumun tüm tabakalarına eğitimi yaygınlaştırma" söylemi altında, farklı öğrenme biçimlerini ve yeteneklerini göz ardı eden tek tip bir model dayattığını vurguluyor. Bu modelin, sınav odaklı yapısı ve öğrencileri belirli bir kalıba sokma amacıyla, derinlemesine okuma ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek yerine, yüzeysel bilgi edinmeye ve testlerde başarılı olmaya odaklandığı belirtiliyor.
"Öğrenciler nasıl okuyacaklarını bilmiyorlar"
Makalede, Dames'in 2022 sonbahar döneminde birinci sınıf öğrencisiyle yaşadığı bir olaydan alıntı yapılarak, sorunun kaynağına işaret ediliyor: Öğrenci, derslerin başındaki ödevleri çok zorlayıcı bulduğunu söylemek için Dames'in ofisine geliyor. Edebiyat ve Beşeri Bilimler dersi, öğrencilerden genellikle bir kitabı, bazen de çok uzun ve yoğun bir kitabı, sadece bir veya iki hafta içinde okumalarını istiyor. Ancak öğrenci Dames'e, devlet lisesinde hiçbir zaman bütün bir kitabı okumak zorunda kalmadığını, sadece alıntılar, şiirler ve haber makaleleri okuduğunu, baştan sona tek bir kitap okumadığını söylüyor. Dames bu olay karşısında şaşkına döndüğünü belirtiyor ve "Öğrencilerimde gördüğüm değişimin nedenini anlamama yardımcı oldu: Okumak istemiyorlar değil, nasıl okuyacaklarını bilmiyorlar. Ortaokullar ve liseler artık onlardan bunu yapmalarını istemiyor." diyor.
Makalede, okuma yeteneğindeki düşüşün olası nedenleri arasında akıllı telefonlar ve sınav odaklı eğitim sistemi gösteriliyor. Gençler sürekli olarak cihazlarının dikkatini dağıtmasıyla karşı karşıya kalıyor ve bu da onları üniversite derslerinin zorluklarına hazırlanmalarını engelliyor. UVA'da psikolog olan Daniel Willingham, "Dikkat edilmeye değer şeylerle ilgili beklentileri değiştirdi. Sıkılmak doğal olmayan bir şey haline geldi." diyor. Kitap okumak, hatta zevk için bile olsa, TikTok, Instagram, YouTube ile rekabet edemiyor. 1976'da lise son sınıf öğrencilerinin yaklaşık %40'ı önceki yıl en az altı kitap zevk için okuduğunu söylerken, 2022'de bu oran %11,5'e düştü.
No Child Left Behind ve Common Core gibi yeni eğitim girişimleri, 20 yılı aşkın süredir bilgi metinlerini ve standart testleri vurguladı. Birçok okuldaki öğretmenler, kitaplardan kısa bilgi pasajlarına ve ardından yazarın ana fikri hakkındaki sorulara geçerek standart okuduğunu anlama testlerinin formatını taklit etmeye başladılar. Stanford eğitim profesörü Antero Garcia, yeni yönergelerin öğrencilerin net argümanlar üretmelerine ve metinleri sentezlemelerine yardımcı olmayı amaçladığını ancak "Bunu yaparken, gençlerin genel olarak uzun metinlerle başa çıkma yeteneklerini feda ettik." diyor.
Makale, derinlemesine okuma alışkanlığının azalmasının, sadece akademik başarıyı değil, aynı zamanda eleştirel düşünme, empati kurma ve farklı bakış açılarını anlama gibi önemli becerileri de olumsuz etkilediği uyarısında bulunuyor. Nörobilimci Maryanne Wolf'a göre, derin okuma, beyinde eleştirel düşünme ve öz-yansıtma gibi önemli zihinsel süreçleri tetikliyor. Yüzeysel ve kısa aralıklarla yapılan okumanın ise bu etkileri yaratmadığı belirtiliyor.