Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
"Türkiye Filistin davasına her zaman destek vermiştir. Filistin'in gönlümüzde müstesna bir yeri olmuştur. Bugünkü istişarelerde Fİlistin'deki son durumu ele aldık. Tarihlerindeki en zor dönemlerinden birini yaşıyor.
"Büyük bir barbarlığa şahit oluyoruz"
Masum insanlara karşı İsrail'in düzenlediği saldırılarda 32 bine yakın Fİlistinli şehit oldu. 2 milyona yakın Filistinli evini terk etmek zorunda kaldı. 2,3 milyon Fİlistinli yemeğe ulaşamıyor. İsrail masum insanların tepelerine bomba yağdırarak katlediyor. Büyük bir barbarlığa şahit oluyoruz.
Batılı güçlerin de sınırsız desteğiyle Netanyahu apaçık bir soykırım uygulamaktadır. Filistin halkına ülkem ve milletim adına taziyelerimi ifade ediyorum.
Bine yakın yaralı ülkemizin hastanelerinde tedavi görüyor. Netanyahu ve cinayet ortakları döktükleri her kanın hesabını hukuk önünde mutlaka verecektir. Türkiye olarak tüm kapıları zorlamaya devam ediyoruz, edeceğiz. Uluslararası Adalet Divanındaki sunumla ihlalleri aktardık. İsrail yönetimi kardeşlerimizi gıda sırası beklerken katmetmeyi sürdürmektedir.
"İsrail'in bu şımarıklığının en büyük sebebi Batılı güçler"
İsrail'in bu şımarıklığının en büyük sebebi Batılı güçlerin destekleridir. İslam dünyasının vahdet olamamasının da büyük payı vardır.
Türkiye 7 Ekim'den beri olağanüstü çaba harcadı. Her fırsatta İsrail saldırıları gündemimizin ilk sıralarında yer almıştır. 37 bin tonu aşkın malzemeyi bölgeye sevk ettik. 900'den fazla hasta ve refakatçıyı Türkiye'ye getirdik. Gazze'de sahra hastanesi kurmak için çalışmalarımız devam ediyor.
Gazze'de barış olmadığı takdirde Orta Doğu'da barış olamayacağı iyice anlaşılmıştır. Tek çözüm bağımsız Filistin Devleti'nin temsilidir. Bu itibarla sorunun taraflarına da yardımcı olacak şekilde tüm devletlerin elini taşın altına koyması gerekiyor. Sözde yerleşimci adı verilen aslında Filistin'li devletlerin topraklarına çöken gaspçılar, çözümün önündeki en büyük engellerdir.
"Artık teminatlara sahip adil bir barışa ihtiyaç duyuluyor"
Artık sadece lafta kalan barış çabaları yerine teminatlara sahip adil bir barışa ihtiyaç duyulduğu apaçık ortadadır.
Türkiye olarak garantörlük çerçevesinde sorumluluk üstlenmeye hazır olduğumuzu açıkladık. Bununla ilgili çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
İsrail'İn zulmüne verilecek en güzel cevap Filistinlilerin birliğini sağlamasıdır. Üstümüze düşeni yapmaya her zaman hazırız. Filistin halkının refahını artırmaya yönelik her türlü gayreti sürdüreceğimizi vurgulamak istiyorum."