Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, yeni yayın döneminde dizi filmlerin denetim sürecinin titizlikle yürütüldüğünü belirtti. Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, toplumda tepki çeken ve milli güvenliği ihlal eden dizilere karşı teyakkuzda olduklarını ve yasa ihlali bulunan yapımlara müeyyideler uygulanacağını ifade etti. Şahin, vatandaşların rahat olması gerektiğini vurgulayarak, denetimlerin aralıksız devam ettiğini duyurdu.

Para cezası çözüm değil!

Türkiye'deki televizyon dizileri toplum ahlakına zarar verdiği gibi, dine ve değerlere de düşman hale getiriyor.

Çeşitli kanallarda yayınlanan ve aile değerlerine aykırı sahneler içeren dizilere yönelik eleştiriler, tepkiler her geçen gün artarken, bu tür içerikler sebebiyle yapımcı ve kanallara da herhangi bir cezai işlem uygulanmıyor. Uygulanan cezalar ise bu ahlaksızlığa çözüm olmuyor.

RTÜK ve iktidar, binlerce şikâyet olmasına rağmen konuya duyarsız kalıyor ve milletin gazını almaktan başka bir şey yapmıyor. Özellikle iktidara yakın kanallar bu tür içerikleri teşvik ediyor.

Yabancı ülkeler de rahatsız!

Ortadoğu ve Orta Asya'da popüler hale gelen Türk dizileri, kültürel bir başarı olarak sunulsa da, bu dizilerin içerikleri hem kültürel açıdan hiçbir şey ifade etmediği gibi, birçok ülkede de rahatsızlığa sebebiyet veriyor.

Özellikle Arap ülkelerinden ve Orta Asya'dan gelen tepkilerde, dizilerin mahremiyeti ihlal ettiği, çarpık ilişkileri normalleştirdiği ve gençlerin ahlaki gelişimine zarar verdiği ifade ediliyor.

Bazı ülkelerde Türk dizileri yasaklanmış, hatta dini otoriteler tarafından fetvalar verilmiş. Türkiye’de ise bu diziler, Müslümanları kötü gösterirken, Batıcı laik yaşam tarzını empoze ediyor.

Suçluya dokunamayan Erdoğan, işi millete havale etti Suçluya dokunamayan Erdoğan, işi millete havale etti

Televizyon ve sosyal mecralar ciddi anlamda denetime tabi tutulmadığı için insani hasletlere düşman olan her türlü proje ve çalışma ile toplum yozlaştırılıyor.

Ahlaki tahribat yeni bir düzenleme ile son bulmalı

Hazırlanan sabah programları, evlendirme programları ve çeşitli dizi ve filmlerle aile hayatına yönelik sistemli saldırılar yapılıyor. Aileye zarar verici tüm etkenler meşrulaştırılıyor. Din ve maneviyat, yapılan dizi ve filmlerle seküler bir çerçeveye oturtularak değiştiriliyor, bağlamından koparılıyor ve din diye dayatılıyor.

Hırsızlık, cinayet, namussuzluk, sapkınlık, şiddet ve intihar senaryolarla güzel gösteriliyor. Bu ahlaki tahribat, kanal ve sektörlere yapılacak yeni bir düzenleme ile son bulmalı.

Baran Dergisi