İsrail’i destekleyen küresel şirketlere yönelik boykotlar, özellikle Müslüman ülkelerde etkisini göstermeye başlarken, bu dev şirketlerin pazar paylarında gözle görülür düşüşler yaşanıyor. Coca-Cola, Starbucks ve McDonald's gibi dünya çapında bilinen markalar, bu boykotlardan ciddi şekilde etkilenirken, yerel alternatiflerin ön plana çıkmasıyla pazar paylarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyorlar.

Coca-Cola'nın özellikle Pakistan, Bangladeş ve Mısır gibi ülkelerde boykot nedeniyle satışlarında düşüşler yaşadığı belirtiliyor. Bangladeş'te, yerel üretici Mojo’nun Filistin’e destek gösteren kampanyalarıyla Coca-Cola’nın pazar payı neredeyse çeyreğe yakın bir kayıp yaşadı. Aynı şekilde, Pakistan’da yerel alternatifler olan Cola Next ve Pakola gibi markalar, Coca-Cola ve Pepsi’nin pazar paylarını zorlamaya başladı. Bu bölgelerde, global şirketlerin büyük yatırımlarına rağmen boykotun etkileri belirgin hale geliyor. Pakistan'da Coca-Cola'nın pazar payı yüzde 6,3'ten yüzde 5,7'ye, Pepsi'nin ise yüzde 10,8'den yüzde 10,4'e düştü.

Hamas'tan Gazze'de İsrail destekli yağma çetelerine operasyon Hamas'tan Gazze'de İsrail destekli yağma çetelerine operasyon

Starbucks ise boykottan en çok etkilenen şirketlerden biri oldu. Şirketin küresel satışları, son çeyreklerde yüzde 4 ve yüzde 3 oranında geriledi ve bu durum şirketi lider değişikliğine gitmeye zorladı. Aynı zamanda şirket, itibarını kurtarmak adına Gazze’ye 3 milyon dolar bağışta bulunduğunu duyurdu. Ancak bu çabalar, boykotun oluşturduğu olumsuz etkinin önüne geçmeye yetmedi.

McDonald's da boykotlardan payını alarak küresel satışlarında yüzde 1 oranında bir düşüş yaşadı. Bu, şirketin 2020'nin son çeyreğinden bu yana ilk kez böylesine bir düşüşle karşılaşmasına neden oldu. Hem Amerika hem de uluslararası pazarlarda yaşanan bu gerileme, McDonald's'ın net karının ikinci çeyrekte yüzde 12 düşmesine yol açtı.

Buna karşın, boykotların uzun vadeli ve kalıcı bir etkisi olup olmayacağı hala belirsiz. Küresel şirketler, büyüme hedeflerini tutturmakta zorlanmalarına rağmen, Müslüman ülkelerdeki gelişen pazarlardan vazgeçmeyi düşünmüyorlar. Boykotun etkisinin zamanla azalmasını bekleyerek bu pazarlara yatırımlarını sürdürüyorlar. Bu noktada, yerel üreticiler için büyük bir fırsat doğmuş durumda. Yerel şirketlerin artan talebi karşılayabilecek altyapıya sahip olmaları ve yatırımlarını artırmaları, bu fırsattan faydalanmalarını sağlayabilir. Ancak, boykotun ne kadar süreceği ve yerel üreticilerin bu talebi ne kadar karşılayabileceği de soru işareti olarak kalmaya devam ediyor.

Sonuç olarak, boykotlar küresel devlerin pazar paylarını etkiliyor ve yerel alternatiflerin güçlenmesine olanak tanıyor. Ancak bu süreçte yerli üreticilerin kapasitelerini artırarak bu durumu kalıcı bir avantaja dönüştürmeleri gerekiyor. Boykotun devamlılığı ise tüketicilerin sabrına ve yerel alternatiflerin bu talepleri karşılayabilmesine bağlı olacak.