Flaman İçişleri Bakanı Gwendolyn Rutten, Belçika Diyanet Vakfı’na bağlı caminin ruhsatının, güya “kötü yönetim ve mali ihmal” sebebiyle askıya alındığını açıkladı.

Edinilen bilgiye göre Belçika’da ilk kez bir caminin ruhsatı askıya alınıyor. Ülkede hükümet genellikle gerekli gördüğünde ruhsatı süresiz iptal ediyordu.

Belçika Diyanet Vakfı tarafından BBC Türkçe’ye yapılan açıklamada, “Belçika kanunları çerçevesinde gerekli hukuki girişimi başlatmış olup süreci titizlikle takip etmekteyiz” denildi.

Bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olan Belçika Diyanet Vakfı'nın, Türkiye'deki Diyanet İşleri Başkanlığı ile hiçbir organik bağı bulunmuyor.

Bakan Rutten ise Belçika medyasına yaptığı açıklamada, Ankara hükümetiyle yakın ilişkileri nedeniyle eleştirilen Kevser Camii’nin, “daha önce dış etki kurallarına uymadığı için itibar kaybı yaşadığını” söyledi.

FBI'nın sorguladığı İsrailli tarihçi Pappe: Yaşananlar Siyonist projenin sonunun başlangıcı FBI'nın sorguladığı İsrailli tarihçi Pappe: Yaşananlar Siyonist projenin sonunun başlangıcı

Caminin 2 yıldır ibadet edilecek alana da sahip olmadığını belirten Flaman bakan, “Dolayısıyla ruhsat yönetmeliğine de uygun değil. Bu nedenle ruhsatını bir yıl süreyle askıya almaya karar verdim” dedi.

Yaklaşık 3 ay önce de Flaman Bilgi ve Tarama Servisi (ISD), “yenileme çalışmaları sırasındaki mali ihmal nedeniyle” caminin hâlâ ibadet hizmetleri için uygun olmadığına karar verdi.

Aalst Camii yönetimi suçlamalara ret ediyor

Kevser Camii'nin Başkanı Soner Taşlıdere bakanlığın kararına tepki gösterdi. Taşlıdere, 2022 Şubat'ında üç yıl süren bir hukuki mücadele sonrasında haklı çıktıklarını ve Aalst şehrindeki cami inşaat projesine onay aldıkların, inşaatın hızla ilerlediğini, ancak yalan bir ihbar sonucu inşaat alanının mühürlendiğini ve 2023 Ocak ayında mücadelelerini kazandıklarını dile getirdi.

Taşlıdere, bu süreçte çeşitli engellere rağmen yönetim olarak hukuki mücadelelerini sürdürdüklerini ve cami inşaatının doğal afet nedeniyle zarar gördüğünü açıkladı. Kendisine beş yıl hapis cezası istemiyle dava açıldığını, ancak bu durumun davalarından vazgeçmelerine neden olmadığını vurgulayan Taşlıdere, Avrupa'daki camilerin Müslümanların varlığını temsil ettiğini ve Allah’tan kendilerine destek veren herkesten razı olmasını dilediklerini dile getirdi.

Taşlıdere İnşaat sürecinde yaşanan zorlukları aşarak hedeflerine ulaşmayı amaçladıklarını belirtiyor.