Boş bırakılmış topraklar, gübreli ve bereketli iseler, yüz bin çeşit otlarla dolar. Yararlı olabilmeleri için onlara kazma vuruyor, işe yarar tohumlar ekiyoruz.
Ruhlar da böyledir... Onları bir fikirle uğraştırıp dizginlerini tutmazsanız, uçsuz bucaksız bir hayal dünyasında, başıboş öteye beriye dolaşıp dururlar; böyle bir aylaklık içinde ruhların kurmadığı hayâl, düşmediği kuruntu, hayâl etmediği gariplik kalmaz.
Bir gayeye bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder; çünkü mihraksız her yerde olmak hiçbir yerde olmamaktır ve her gün değişen yüzün sahibi gün gelir kendi yüzünü tanıyamaz.
Salih Mirzabeyoğlu, İslama Muhatap Anlayış, s. 181