Bangladeş'te 1971'deki Bağımsızlık Savaşı'nda görev alan kişilerin çocuklarına kamuda kontenjan ayrılması kararının ardından temmuz ortasında öğrencilerin başını çektiği protestolar başlamıştı. Yüksek Mahkeme'nin temmuz sonunda kontenjan kotası oranlarını düşürmesiyle protestolara son verildiği duyurulmuştu. Gösterilerdeki şiddet olaylarından sorumlu tutulan Cemaat-i İslami Partisi ve öğrenci kanadının yasaklanmasının ardından protestocular, bu kez de gösterilerde yaşamını yitirenler için "adalet" çağrısıyla sokaklara dökülmüştü.

Beyaz Saray, "İşgalci İsrail'e silah satışı durdurulsun" çağrısına kulak asmadı Beyaz Saray, "İşgalci İsrail'e silah satışı durdurulsun" çağrısına kulak asmadı

Bangladeş'teki gösteriler sırasında şiddet olaylarında yüzlerce kişi hayatını kaybetmiş, binlerce kişi gözaltına alınmıştı. Şiddet olayları artarak devam ederken Başbakan Şeyh Hasina, resmi konutundan ayrılarak askeri helikopterle Hindistan'a gitmiş, bu sırada göstericiler Başbakan'ın resmi konutunu basmıştı.

Siyasi parti temsilcileriyle görüşen Bangladeş Ordu Komutanı General Waker-Uz-Zaman, Hasina'nın istifa ettiğini ve geçici hükümetin kurulacağını duyurmuştu. Nobel ödüllü Muhammed Yunus, 8 Ağustos'ta geçici hükümet başkanı olarak yemin edip göreve başlamıştı.

Nobel ödüllü liderinden Bangladeş halkına birlik olma çağrısı

Devrik lider Hasina’nın kovulmasının ardından yeni lider seçilen Muhammed Yunus, basına yaptığı açıklamada, "Demokratik arzumuz Müslüman, Hindu, Budist olarak değil, insan olarak haklarımızı güvence altına almaktır. Bangladeş'i tek bir aile olduğumuz bir yer haline getirmek istiyoruz" diye konuştu.

Bangladeş'te bütün problemlerinin temelinde kurumlardaki çürümüşlüğün yattığını belirten Yunus, bunun düzeltilmesi gerektiğinin altını çizdi. Yunus, 10 Ağustos'ta ülkedeki azınlıklara karşı yapılan saldırıları kınamıştı.

Banglades-2

Bangladeş Cemaat-i İslami Sözcüsü'nden Toplumsal Uyum ve Yeni Bir Bangladeş Çağrısı

Bangladeş Cemaat-i islami Merkez Karar ve Yürütme Komitesi üyesi Profesör Mia Golam Parwar, farklı dini toplulukların liderleriyle bir araya geldiği bir basın toplantısında toplumsal uyum ve yeni bir Bangladeş inşa etme çağrısında bulundu.

Profesör Parwar, konuşmasında Bangladeş Cemaat-i İslami'nin her zaman ideolojik ve ahlaki nedenlerle toplumda birlik ve beraberliği savunduğunu vurgulayarak, toplumdaki farklı kesimlerin yaklaşımında son önemde olumlu bir değişim gözlemlediğini belirtti.

Parwar, "Giderek artan bir şekilde, sizlerin ve halkımızın önünde, sanki güneş ışığı gibi bazı gerçeklerin netleştiğini hissediyorum." diyerek, geçmişte toplumu bölen önyargı ve yanlış algılamaların yıkılmaya başlandığını ifade etti.

"Eskiden hâkim olan bir takım kültürel alışkanlıklar ve kavramlar vardı, ancak Emir'imizin konuşması bunların çoğunu ortadan kaldırdı." diyen Parwar, Bangladeş Cemaati- İslami Emir'i'nin toplumsal uyum konusunda önemli bir rol oynadığını vurguladı.

Parwar, "Bu yanlış ve karanlık önyargıların zincirini kırıp yeni bir ışığa, yeni bir komünal uyum anlayışına ve birlikte yaşama kültürüne doğru ilerliyoruz. Yeni Bangladeş'in bu güzel yolculuğunun başlangıcı olduğunu düşünüyorum." diyerek, bu değişimin Bangladeş için umut verici bir gelecek vaat ettiğine inandığını belirtti.

Profesör Parwar, toplumsal uyum ve birlikte yaşama kültürünü güçlendirmek için Bangladeş Cemaati- İslami'nin tüm dini topluluklara şükranlarını sunduğunu ve iş birliğine hazır olduğunu dile getirdi.

"Bu bir abartı değil, örgütümüzün tüzüğü, yapısı ve Peygamberimiz Muhammed'in (sav) Veda Hutbesi'nde bize verdiği dersler gereği tüm dini toplulukların insanlarına saygı duyuyoruz." diyerek, İslam'ın toplumsal uyuma verdiği önemi vurguladı.

Parwar, "Peygamberimiz (sav) Veda Hutbesi'nde tüm Müslümanlara tüm insanlara ait canın, malın, onurun ve saygınlığın tıpkı Mekke ve Medine'de olduğu gibi kutsal bir emanet olduğunu söylemiştir. Biz Cemaati- İslami üyeleri ve destekçileri olarak, herkesi bu ideolojik, bu düşünsel eğitimle eğitiyoruz. Bu yüzden ahlaki açıdan çok güçlüyüz, cesuruz." diyerek, Bangladeş Cemaati- İslami'nin toplumsal uyum konusunda sarsılmaz bir duruş sergilediğini ve tüm zorluklara rağmen bu yolda ilerlemeye kararlı olduğunu ifade etti.

"Siyasi nedenlerle ne kadar karalama kampanyası, ne kadar yanlış propaganda yapılırsa yapılsın, günün birinde bunun yanlış olduğu kanıtlanacak." diyen Parwar, gerçeğin er ya da geç ortaya çıkacağına olan inancını dile getirdi.

Parwar, "Bugün gerçekler ortaya çıkıyor ve sizler de içinizdeki acıyı, öfkeyi ve o sıkıntıyı çok kısa sürede bertaraf ettiniz." diyerek, farklı dini toplulukların son dönemde yaşadığı zorluklara atıfta bulundu.

"Umarım desteğinizi alarak bu zor zamanlarda tüm ülkede liderlerimiz ve üyelerimiz tapınakları koruduğu gibi, sizlerin de desteğiyle birlikte ilerleyebiliriz." diyen Parwar, toplumsal barışı ve uyumu korumak için tüm kesimlerin iş birliği yapması gerektiğini vurguladı.

Profesör Parwar, konuşmasını bir anısıyla sonlandırdı: "Ben Hindu çoğunluklu bir bölgenin milletvekiliydim, Khulna Dumuria, Fultala. Hindular bana oy verdi. İnsanlar 'Sen Cemaati- İslami üyesisin, nasıl o bölgenin milletvekili olabilirsin?' diyordu. Oysa Bangladeş'te Hinduların çoğunlukta olduğu ve Dadi Pallar'ı desteklediği tek bir seçim bölgesi var. Orada ayrı bir miting düzenlediler, Dadi Pallar'a oy vermek için yürüyüş yaptılar ve tapınağa gidip yemin ettiler. Gazetelerde haber oldu. İstisnai bir durum. Evet, her yerde Hindular bize oy verdi, ancak ayrı bir miting düzenleyip Dadi Pallar'ı tapınağa götürüp yemin ettirdiği bir bölgenin milletvekiliydim. Bu yüzden bir deneyimim var."

Parwar, "İçinizde, hangi dine mensup olursa olsun, kendi dininin ilkelerine samimiyetle bağlı olan kimsenin asla yanlış yola sapmayacağını, asla yanlış bir şey söyleyemeyeceğini biliyorum. Ancak sorun şu ki, eğitimimiz ve kültürümüz bizi hala o karanlıktan kurtaramadı. O yüzden gelin, gerçeğe doğru ilerleyelim, yeni bir boyuta girelim." diyerek, tüm dini toplulukları birlikte çalışmaya ve yeni bir Bangladeş inşa etmeye davet etti.

Profesör Parwar, "İçten bir bağ kurduk, inşallah yanlış anlamalar ortadan kalkacak ve tüm inançlardan insanlar bir araya gelerek bu harika, güzel, yeni Bangladeş'i inşa edeceğiz. Bu umudu ifade ederek hepinize teşekkür ediyorum ve konuşmamı burada sonlandırıyorum." diyerek sözlerini tamamladı.

Mia Golam Parwar

Bangladeş mahkemesi devrik lider Şeyh Hasina'ya yönelik cinayet davasında soruşturma emri verdi

Bangladeş mahkemesi, geçen ay yaşanan iç karışıklıklar sırasında bir sivilin polis tarafından öldürülmesiyle ilgili olarak eski Başbakan Şeyh Hasina ve hükümetindeki altı üst düzey isim hakkında cinayet soruşturması başlattı.

Başkent Dakka'daki Başşehir Sulh Ceza Mahkemesi, vatandaş Amir Hamza'nın bakkal Ebu Said'in öldürülmesiyle ilgili açtığı davanın 13 Ağustos Salı günü kabul edildiğini söyledi. Said, 19 Temmuz'da Dakka'nın Mohammadpur bölgesinde protesto düzenleyen öğrencilere ve diğer insanlara polisin ateş açması sonucu vurularak öldürülmüştü.

Hamza, Said ile akraba olmadığını ancak ailenin davayı açacak maddi imkânı olmadığı için gönüllü olarak mahkemeye başvurduğunu söyledi. Polisin ateş açmasından, şiddetin bastırılması için güçlü bir eylem çağrısı yapan Hasina'yı sorumlu tuttu.

Hamza, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, "Şeyh Hasina'ya karşı suçlarından dolayı bu yasal adımı atma cesaretini gösteren ilk vatandaş benim. Davanın sonuna kadar gideceğim" dedi. Mahkeme ayrıca eski İçişleri Bakanı Asaduzzaman Khan ve Hasina'nın Avami Ligi partisinin genel sekreteri Obaidul Quader'in yanı sıra hükümet tarafından atanan ve daha sonra görevlerinden ayrılan dört üst düzey polis memurunun da adını açıkladı.

Protesto hareketine öncülük eden öğrenci liderleri, eski başbakanın, son protestolar da dâhil olmak üzere, görev süresi boyunca işlendiği iddia edilen cinayetlerden dolayı yargılanması çağrısında bulundu. Dava, 300'den fazla kişinin ölümüne yol açan haftalarca süren huzursuzluğun ardından Hasina'ya açılan ilk dava. Hükümeti, binlerce siyasi muhalifinin yargısız infazı da dâhil olmak üzere yaygın insan hakları ihlalleriyle suçlanıyordu.

Hasina

Mia Golam Parwar