Son çatışmaların başlangıcı, 7 Ağustos'ta aşiret güçlerinin SDG'ye ait pozisyonlara saldırmasıyla oldu. Aşiret savaşçılarının lideri İbrahim el-Hevfel, SDG'nin PKK ile ilişkili olduğunu ve bölgeyi "teröristlerin" elinden kurtarmak için silahlı mücadeleye devam edeceklerini açıkladı.

Fas ile Yemen'de binlerce kişi işgalci İsrail'i protesto etti Fas ile Yemen'de binlerce kişi işgalci İsrail'i protesto etti

Aşiretlerin SDG'ye yönelik saldırıları, SDG'nin 2023 Eylül'ünde, Arap savaşçıları içeren Deir ez-Zor Askeri Konseyi'nin komutanı Ahmed el-Habil'i tutuklamasından kaynaklanıyor. SDG, el-Habil'i ve diğer komutanları insan hakları ihlalleri gerekçesiyle tutukladığını iddia etti. Ancak Arap savaşçılar, el-Habil'in SDG ile güç mücadelesi içerisinde olduğunu ve tutuklamanın bu mücadeleden kaynaklandığını iddia etti.

El-Hevfel liderliğindeki aşiret güçleri, SDG'ye ait birçok bölgeyi ele geçirdi, ancak ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin hava desteğiyle SDG, aşiret güçlerini Fırat Nehri'nin batısına doğru geri püskürtmeyi başardı.

Çatışmaların arkasındaki faktörler

Çatışmaların arkasındaki asıl güçlerin İran ve Suriye hükümeti olduğu belirtiliyor. İran'ın aşiret savaşçılarını eğitmek ve silahlandırmak için 2023'ün sonlarında Suriye'nin doğu bölgesinde eğitim merkezleri kurduğu ifade ediliyor. Suriye hükümetinin de İran'ın yönlendirmesiyle aşiret güçlerini SDG'ye karşı yönlendirdiği iddia ediliyor.

Bu çatışmalar, SDG'nin ABD desteğiyle önemli bölgeleri kontrolü altına almış bir güç olmasına rağmen, Arap aşiretlerinin bu kontrolü SDG'den almak ve bölgenin kaynaklarına sahip olmak istediğini gösteriyor.

Gelecek İçin Tahminler

Aşiretlerin SDG'ye karşı yeni saldırılar başlatabileceği ve İran'ın aşiret güçlerine desteğini sürdürmesi, çatışmaların devam etmesi için önemli bir faktör.

Rusya'nın çatışmaların durdurulması için arabuluculuk yapması bekleniyor. Ancak, ABD'nin SDG'ye desteğini sürdürmesi, durumun daha da karmaşıklaşmasına yol açabilir.